Aile ve Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aile ve Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Nisan 2010 Çarşamba

Aile Hayatı 0 yorum

21 Nisan 2010 Çarşamba |
Aile; toplumun temel birimidir. Bireyin ilk deneyimlerini kazandığı ilk tutum ve davranışlarının belirlendiği ortam ailedir. Bu nedenle aile, insan yaşamında en önemli ilk toplumsallaşma kurumudur. Genelde "geniş aile" ve "çekirdek aile" olmak üzere iki farklı aile yapısından söz edilir.

Toplumda bireyler evliliğe karar verirken mutlu ve huzurlu bir aile kurabilmek için; yaş, fiziksel ve duygusal olgunluk, ekonomik ve sosyal olgunluk, eş seçimi gibi bazı faktörleri dikkate almalıdır. Bu faktörlerle birlikte akraba evlilikleri yapmanın sakıncaları olduğu da unutulmamalıdır.Aile hayatını etkileyen çeşitli faktörlerden söz edilebilir. Bunlar aile içi iletişim, eşler arasındaki ilişki, aile bireylerinin görev ve sorumluluklarını üstlenmesi ve diğer sosyal kurumlarla uyumu olarak sıralanabilir.

Aile planlaması; ailelerin istedikleri zaman ve bakabilecekleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleri için yürütülen çalışmalardır. Aile planlaması uygulamaları ana sağlığını; ana ölümlerinin, üreme sistemi hastalıklarının, düşük ve kürtaj sayısının azalması bakımından olumlu yönde etkiler. Aynı zamanda düşük doğum ağırlıklı bebek doğma olasılığını ve bebek ölümlerini azaltması bakımından da çocuk sağlığını etkiler. Dolayısıyla toplumda sağlıklı anne ve çocuk sayısının artmasına katkıda bulunur. Aile planlaması hizmetleri sağlık evleri, sağlık ocakları, ana çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleri ile hastanelerde verilmektedir.

Sağlık hizmetleri açısından ana, doğurganlık çağındaki kadın olarak tanımlanır. Çocuk sahibi olsun ya da olmasın 15- 49 yaş arasındaki kadınlar ana olarak kabul edilir. Kadın üreme organında yumurta ile spermin birleşmesine döllenme denir. Döllenme ile başlayan ve bebeğin doğumuna kadar geçen süre gebelik adını alır. Normal gebelik süresi ortalama 280 gündür ( 40 haftadır.). Düşük, gebeliğin 20. haftadan önce sona ermesidir. Gebeliğin oluşmasıyla birlikte bazı belirtiler ortaya çıkar. Gebelik döneminde belirli aralıklarla bir sağlık kuruluşuna gidilerek düzenli kontroller yaptırılmalıdır.

Sağlıklı bir gebelik için hekim önerisi dışında ilaç kullanılmamalıdır, yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermelidir, röntgen ışınlarının etkisinde kalınmamalıdır, bazı mikrobik hastalıklar bebeğe zarar verebilir bunun için gerekli önlemler alınmalıdır; sigara, alkol ve uyuşturucunun bebeğe olumsuz etkileri olacağı bilinmelidir. Sıralanan bu etkenlerle birlikte annenin yaşı ve kalp, yüksek tansiyon gibi hastalıkları, gebelik aralığının 2 yıldan az olması erken doğum, düşük, gelişme geriliği vb. durumlara yol açabilir.

38-42. haftalarda doğmuş bebekler zamanında doğmuş kabul edilir. 28-37. haftalarda doğanlara prematüre, 42. haftada suni sancılar başlatılarak alman bebekler postmatüre olarak adlandırılır. Normal bir doğumda bazı hormonların etkisiyle doğum sancılarının nedeni olan rahimde kasılmalar başlar. Doğum sancıları gittikçe şiddetlenir ve sıklaşır. Kasılmalar ve annenin ıkmmasıyla oluşan basınçla bebek hareket eder ve vajina açıklığının artmasıyla dışarı çıkar ve doğum gerçekleşir. Normal yolla yapılamayan doğumlarda sezaryen yöntemi kullanılır.

Çocukların sağlığının istenen düzeyde olabilmesi için; çocuğun büyüme ve gelişmesinin beklenen düzeyde olup olmadığının düzenli aralıklarla izlenmesi gerekir. Çocuk bakımına, beslenmesine, aşılamanın zamanında yapılmasına önem verilmeli. Çocuklarda karşılaşılabilecek bazı sorunları ve evde yapılabilecek bazı basit uygulamaları bilmek gerekir. Akraba evlilikleri yapılmamalı ve çocuk sahibi olmak isteyen kişiler kan gruplarını bilmeli, Rh kan uyuşmazlığına karşı hazırlıklı olmalıdır.

read more

12 Nisan 2010 Pazartesi

Aile Planlaması 0 yorum

12 Nisan 2010 Pazartesi |
AİLE PLANLAMASI

Aile planlaması ve bu alanda yürütülen hizmetler tüm dünya ülkelerinin sağlık programlarında önemli yer tutmaktadır. İnsanlar artık aile planlaması hakkında bilgi sahibidir. Dünyadaki evli çiftlerin en az yansı, bir aile planlaması yöntemi kullanmaktadır. Ülkemizde de ana çocuk sağlığı ve toplum sağlığı açısından önemi bilinen aile planlaması hizmetlerinin kalitesinin artırılması için çalışmalar sürdürülmektedir.

1. Aile Planlamasının Tanımı

Aile planlaması; ailelerin istedikleri zaman ve bakabilecekleri sayıda çocuk sahibi olabilmeleri için yürütülen çalışmalardır.

Aile planlamasının temel amaçlan şunlardır:

Ailelere gebeliği önleme yöntemleri hakkında bilgi vermek.

Gebe kalma aralığını düzenlemek.

Aşırı doğurganlığı önlemek.

Bedenen ve ruhen sağlıklı çocuklar yetişmesini sağlamak.

Doğum yapma yaşını ayarlamak.

İstenmeyen gebelikleri önlemek.

Çocuk sahibi olamayan ailelere yardımcı olmak.

uıe planlamasının amaçlarının neıer omugunu açiKiaymız.

2. Aile Planlamasının Ana Çocuk Sağlığına Etkisi


Sık ve çok doğum yapmak hem ana hem çocuk sağlığını olumsuz yönde etkiler. İki doğum arasında en az 2-3 yıllık bir süre olmalıdır.

Sık ve çok doğum yapmanın ana sağlığına olumsuz etkileri.

Annede aşın doğurganlığa bağlı üreme sistemi hastalıkları görülebilir.

Sık gebelik sonucu beslenme bozukluklan ve kansızlık ortaya çıkabilir.

Gebelik ya da doğum sırasında ana ölümleri oranı artar.

Sık gebe kalmaya bağlı olarak düşük görülme riski artar. Düşükler ve istenmeyen

gebeliklerin sona erdirilmesi ana sağlığını olumsuz yönde etkiler.

Sık ve çok doğumlar annenin ruh sağlığını bozabilir.

Sık ve çok doğum yapmanın çocuk sağlığına etkileri:

Düşük doğum ağırlıklı bebek doğma olasılığı artar.

Bebek ölümleri artar.

Zihinsel ve bedensel gelişim bozukluklan olan bebek doğumları artabilir.

Çok sayıda çocuk, anne babanın yeterli sevgi ve ilgiyi göstermesini engeller.

Aile planlamasının ana sağlığına olumlu etkileri:

Gebelik, düşük ve doğuma bağlı ana ölümleri azalır.

Kadınlarda üreme sistemi hastalıklan azalır. <

Kansızlık ve beslenme bozukluğu gibi hastalıklar azalır. Düşük ve kürtaj sayısı azalır.

Sağlıklı anne sayısı artar.

Aile planlamasının çocuk sağlığına olumlu etkileri:

Düşük doğum ağırlıklı bebek doğma olasılığı azalır.

Bebek ölümleri azalır.

Çocukların beden ve ruh sağlığı gelişimi olumlu etkilenir. Aile çocuğa yeterli ilgi

ve sevgiyi gösterebilir. İhtiyaçlarını yeterli düzeyde karşılayabilir.

Çocukların hastalıklara yakalanma riski azalır.

3. Toplum Sağlığı Açısından Aile Planlaması

Aile planlaması hizmetleri yeterli düzeyde verildiğinde ana ve çocuk sağlığı olumlu düzeyde etkilenir. Dolayısıyla sağlıklı bireylerden oluşan toplum da sosyal ve ekonomik yönden gelişme sağlar.

Aile planlamasının toplum sağlığına etkileri:

Ailelere gebeliği önleme yöntemlerinin anlatılması ve uygulanması nüfus artış hızının yavaşlamasına katkıda bulunur.

• Gebe kalma aralığının en az 2-3 yıl olması gerekir. Aile planlaması ile bunu düzenlemek anne sağlığının korunmasını ve sağlıklı çocuklara sahip olunmasını sağlar.

• Aşırı doğurganlığı önlemek anne sağlığını korur. Araştırmalar üçüncü doğumdan sonra gebelik ve doğumla ilgili risklerin arttığını göstermektedir. Beşinci doğumdan sonra anne ve bebeğin ölüm riski artar. Aile planlaması yöntemleri aşırı doğurganlığı önler.

• Ailedeki çocuk sayısının fazla olmaması ailenin çocuklarına yeterli zamanı ayırmasını, maddi ve manevi gereksinimlerini karşılamayı kolaylaştırır. Böylece topluma bedenen ve ruhen sağlıklı çocuklar yetiştirilebilir.

• 20 yaşından önce ve 35 yaşından sonraki doğumlar anne ve bebek ölümlerini artırır. Aile planlaması bu açıdan da anne ve çocuk sağlığını korur.

• İstenmeyen gebelikleri sonlandırmak yerine istenmeyen gebeliklerin önlenmesi anne sağlığını riske atmayı engeller.

Ülkemizde aile planlaması hizmetleri sağlık evleri, sağlık ocakları, ana çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleri ile hastanelerde verilmektedir. Bu kuruluşlardaki hizmetler ise hekimler, ebeler, hemşireler tarafından halka sunulur.

read more

9 Nisan 2010 Cuma

Aile ve Toplum 0 yorum

9 Nisan 2010 Cuma |
AİLE HAYATI

İlkel dönemlerden günümüze toplumlar, tarihsel süreç içerisinde değişiklikler geçirmişlerdir. Toplumsal düzenin bir parçası olan aile de benzer değişiklikleri yaşamıştır. Bu değişim toplumun ihtiyaçlarına göre belirlenmiştir. Bu nedenle de aile yüzyıllardır sosyal bir kurum olarak varlığını sürdürmüştür

1. Aile Kavramı ve Toplumdaki Yeri
Bütün toplumlarda hemen her birey, bir aile grubunun içinde doğar ve orada yetişir. Her toplumda farklılıklar gösterse de bir aile sistemi vardır. Bireyin ilk deneyimlerini kazandığı ilk tutum ve davranışlarının belirlendiği ortam ailedir. Bu nedenle aile, insan yaşamında en önemli ilk toplumsallaşma kurumudur.Aile; kısaca toplumun temel birimi olarak tanımlanabilir. Aile, ülkenin ekonomik, siyasal ve sosyal değişimlerini etkiler. Yüzyıllardır bir değişim süreci geçirse de bir toplumda aile; üreme, çocukların bakımı ve beslenmesi, aile üyelerinin duygusal ihtiyaçlarının karşılanması gibi işlevleri yerine getirmiştir.

Bunun yanında aile, bireylerin sosyalleştiği ve kültür birikimini edindiği bir toplumsal kurum olması yönüyle sosyal ve kültürel yönden toplumları etkiler. Aynı zamanda aile, ülkenin işgücüne ve üretim sürecine katılması yönüyle de ekonomik yönden toplum üzerinde etkilidir.

Günümüz toplumlannda aile kurumunu sınıflandırabilmek için geleneksel "geniş aile" ve "çekirdek aile" ayrımı yapılmaktadır.
Çekirdek aile; anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşur.
Geniş aile; anne, baba ve onların anne babalan, kardeşleri, çocuklar ve bazen de kardeş çocuklannı kapsayan geniş bir topluluktur.
Araştırmacılar, her ailenin kendine özgü özellikleri olmakla buuKic tüm ailelerde bulunan genel nitelikleri şu şekilde sıralarlar.
1 Aile, evrensel bir kurumdur.
1 Aile, duygusal bir temele dayanır.
• Aile, bireyi şekillendirme özelliğine sahiptir.
• Ailenin kapsamı sınırlıdır.
• Aile, toplumsal yapı içerisinde çekirdek özelliği taşımaktadır.
• Aile üyelerinin sorumlulukları vardır.
• Aile toplumsal kurallarla çevrilidir.
2. Aile Hayatına Etki Eden Faktörler
Huzurlu ve mutlu bir aile hayatının kurulması için evliliğe karar verirken kişisel faktörleri ve beklentileri dikkatli değerlendirmek gerekir. Yıllar boyu sürecek aile hayatında bireylerin ruh ve beden sağlığı ancak huzurlu bir aile hayatı ile sağlanabilir.

a. Evliliğe Karar Vermede Etkisi Olan Faktörler
Yaş, fiziksel ve duygusal olgunluk: Evliliğe hazır oluşta yaşın, fiziksel ve duygusal olgunluğun yüksek oranda etkisi vardır. Yasal olarak ülkemizde evlenme yaşı 18'dir. 18 yaşından küçük olanların evlenebilmeleri anne ve babalarının iznine bağlıdır. Genç yaşta evlenmek hem bedensel hem de ruhsal açıdan bazı sorunlara yol açabilir. Örneğin anne olmaya karar veren kişinin üreme sağlığı yönünden bu olgunluğa erişmiş olması gerekir. Aynı zamanda evlilik ve çocuk sahibi olma sorumluluğunu üstlenmek için duygusal yönden de hazır olmak önemlidir.

Ekonomik ve sosyal olgunluk: Evliliğe hazır oluş ile ekonomik ve sosyal olgunluk arasında da önemli bir ilişki vardır. Evlenecek kişilerin bir ailenin temel gereksinimlerini karşılayacak düzeyde gelire sahip olması gerekir. Maddi sıkıntılar evlilikte sorunlara yol açabilir.

Kişilerin öğrenimlerini tamamlayarak bir meslek ve iş sahibi olmaları, erkekler için askerlik görevini yapmış olmaları evliliğe karar vermede etkili olan faktörlerdir. Toplumun bir bireyi olarak sosyal sorumluluklarının farkında olan, iletişim becerilerini geliştirmiş, ülke ve dünyadaki gelişimleri izleyebilen, çevresiyle uyumlu ve hoşgörü sahibi kişiler sosyal olgunlukları yönüyle de kendilerini evliliğe hazır hissederler.

Eş seçimi: Evliliğe karar veren kişilerin, eğitim, ekonomik ve sosyal durumları, kültürel yapı ve kişilik özellikleri bakımından benzer özelliklere sahip ve uyumlu olması gerekir.

Eşler arasında iyi bir iletişimin kurulabilmesi, sevgi bağının oluşması, her türlü paylaşımın gerçekleşebilmesi için her yönden uyum sağlamak mükemmel olanıdır.

Akraba evlilikleri: Yakın akrabalar arasında yapılan evliliklerin olumsuz etkilerinin olabileceği unutulmamalıdır. Akrabalar arasındaki genetik benzerlik doğacak çocuklarda kalıtsal hastalıkların ve bazı gelişim bozukluklarının ortaya çıkmasına yol açabilir. Örneğin eşler aileden gelen kalıtsal bir hastalığın taşıyıcısı olabilir. Bu kişilerin

b. Aile Hayatına Etki Eden Faktörler
Ailede huzur ve mutluluğu etkileyen çeşitli faktörlerden söz edilebilir. Bunlar aile içi iletişim, eşler arasındaki ilişki, aile bireylerinin görev ve sorumluluklarını üstlenmesi ve ailenin diğer sosyal kurumlarla uyumu olarak sıralanabilir.

Aile içi iletişimin sağlanması çocukların saygı, sevgi ve hoşgörü ortamında daha sağlıklı büyümesini sağlar. Dengeli, duygusal ve toplumsal etkileşimin güçlü olduğu ailelerde büyüyen çocuklar, özgüvene sahip olurlar. Bu aile ortamı aynı zamanda zihinsel gelişimleri için gerekli deneyimleri gerçekleştirebilmelerini sağlar.

Ailenin temeli karı-koca arasındaki ilişkidir. Sağlıklı bir ilişki, iki kişinin bilinçli olarak düşünüp sorumluluk içinde aldığı kararlara dayanır. Bu kişiler çocuk yetiştirmeyi dünyanın en sorumlu görevi kabul ederler. Böyle bir ailede çocukların gereksinimleri doğal olarak karşılanır. Anne baba arasındaki şiddetli geçimsizlik ve huzursuz aile ortamı aile bireylerinin sağlığını da olumsuz etkiler. Bu tür ailelerde çocuklar zihinsel ve ruhsal gelişimlerini tamamlayamaz ve kendi kişiliklerini bulamazlar. Ruhsal hastalıklara kadar giden sorunlarla karşılaşabilirler.

Aile bütünlüğünün korunması huzur ve mutluluğun sağlanması için aile bireyleri görev ve sorumluluklarını yerine getirmelidir. Ailenin maddi gereksinimlerinin karşılanmasında, ev içi işlerin paylaşımında aile bireyleri iş bölümü yapmalıdır. Sıkıntılı ve zor günlerde ya da sevinçlerin paylaşıldığı günlerde dayanışma içinde olmak da ailenin devamlılığı için önemlidir.

Ailenin diğer sosyal kurumlarla olan ilişkisi aile huzurunun sağlanmasında etkilidir. Akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin iyi olması aileyi olumlu yönde etkiler. Çocukların okula uyum sağlaması, öğretmenleri ve arkadaşları ile ilişkilerinde sorunlar yaşanmaması anne ve babayı da huzurlu kılar. Ebeveynlerin iş yaşamının olumlu ya da olumsuz yönleri de aileyi doğrudan etkiler.

Aile; diğer sosyal kurumlarla çatışma ve sorunlar yaşayabilir. Bu gibi durumlarda aile büyüklerinin desteği, anne babanın sorunlara getireceği akılcı çözümler ile aile bütünlüğü sağlanmalıdır.

read more

sağlık Site istatistikleri
 
Sağlık, Kadın Hastalıkları