Gebelik ve Doğum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gebelik ve Doğum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Nisan 2010 Pazartesi

Ana ve Çocuk Sağlığı 0 yorum

12 Nisan 2010 Pazartesi |
ANA VE ÇOCUK SAĞLIĞI

Toplum sağlığı açısından özellikle önem taşıyan konulardan biri ana ve çocuk sağlığıdır. Çünkü, birçok ülkede sağlık sorunları doğurgan çağdaki kadınlarda ve çocuklarda yoğunlaşmaktadır. Ana ve çocuk sağlığı hizmetlerinin kalitesinin artırılması genel sağlık sorunlarının çözümü açısından gerekli olmaktadır.

1. Ana Sağlığı

Sağlık hizmetleri açısından ana, doğurganlık çağındaki kadın olarak tanımlanır. Çocuk sahibi olsun ya da olmasın 15-49 yaş arasındaki kadınlar ana olarak kabul edilir.
Ana ve çocuk sağlığı hizmetleri doğurganlık çağındaki kadınlarla, okul öncesi (0-6 yaş) çocuklara yönelik hizmetlerdir. Bu iki grup birlikte ele alınır. Çünkü ananın sağlığı çocuğun sağlığını doğrudan etkilerken çocuğun sağlığı da ananın ruhsal ve bedensel sağlığını etkiler.

Ülkemizde 2005 nüfus istatistiklerine göre genel nüfusun yaklaşık % 38'ini ana ve çocuklar (0-6 yaş) oluşturmaktadır (Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü verilerinden alınmıştır.). Bu grubun yeterli düzeyde sağlık hizmetleri alması yeni yetişen nesillerin sağlıklı olması için gereklidir.

a. Gebelik dönemi

Erkeklerin üreme sisteminde sperm adı verilen üreme hücresi, kadınların üreme sisteminde ise yumurta adı verilen üreme hücresi oluşturulur.

Kadın üreme organında yumurta ile spermin birleşmesine döllenme denir.

Döllenme ile başlayan ve bebeğin doğumuna kadar geçen süre gebelik adını alır.

Kadınlarda her ay genellikle bir yumurta hücresi olgunlaşır. Yumurtalıktan serbest bırakılan bu hücre yaklaşık 24 saat hayatta kalır. Gebe kalma olasılığı da âdet kanamasının başlangıcından sonraki 12-14. günlerde daha yüksektir. Yumurtanın olgunlaşması ve atılması bir döngü takip ettiğinden âdet kanamasından sonra yeni yumurta hücresinin atılımı genellikle bu günlere rastlar. Bu dönemde yumurtanın spermle karşılaşması gebeliğin başlangıcıdır. Bir sperm hücresinin dölleme yeteneği ise dişi vücuduna bırakıldıktan sonra 72 saat boyunca korunur. Yumurtanın atıldığı ve canlılığını koruduğu bu günlerde yumurta, sperm tarafından döllenmiş ise meydana gelen bu hücre zigot adını alır. Hem annenin hem babanın kalıtsal özelliklerini taşıyan zigot hemen bölünmeye başlar.

Zigot önce iki hücreye bölünür ve bölünmeler ikiye katlanarak devam eder. Yaklaşık 5-7 gün sonra çok sayıda hücre taşıyan bu yapı yani embriyo annenin rahim iç duvarına tutunur.

Doğuma kadar embriyonun anne ile bağlantısını, beslenmesi ve korunmasını sağlayan plasenta oluşur.

Normal gebelik süresi ortalama 280 gündür (40 haftadır. * Özellikle ilk üç ay gebeliğin en riskli dönemidir. Bu dönemde embriyoda gelişim hızlıdır ve dışarıdan gelecek etkenlere duyarlıdır. Düşüğün ortaya çıkma olasılığı ilk üç ayda yüksektir.

Düşük, gebeliğin 20. haftadan önce sona ermesidir.

Düşüğün nedenleri arasında gelişim anormallikleri, hastalıklar, rahimdeki kusurlar sayılabilir.

1. Gebelik belirtileri

Gebeliğin oluşmasıyla birlikte bazı belirtiler ortaya çıkar.

Başlıca gebelik belirtileri;

Âdet kanamasının gecikmesi ve olmaması,

Göğüslerin dolgunlaşması, sızlaması ve duyarlılığının artması,

Göğüs uçlarındaki kahverengi halkanın koyulaşması,

Bulantı ve kusma,

Yorgunluk hâlsizlik hissi, uyuma isteğinin artması,

Sık idrara çıkma,

3. aydan itibaren karında büyüme,

4. aydan sonra fetüsün hareketlerinin hissedilmesidir.

Bu hormon öncelikle kanda ve idrarda bulunur. Kan veya idrar örneği alınarak gebelik testi yapılır.

2. Gebelik Döneminde Bakım

Gebelik düşünüldüğünde bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Bunun amacı gebelik öncesi genel sağlık kontrolünün yapılmasıdır. Anne ve baba arasında Rh kan uyuşmazlığı olup olmadığı tespit edilir. Annenin varsa şeker hastalığı, yüksek tansiyon, anemi vb. hastalıkları tespit edilir. Gebelikte risk oluşturabilecek hastalıklar kontrol altına alınır.

Annenin 35 yaş üzerinde olmasının , Ailede kalıtsal bir hastalığın bulunmasının,

- Annenin aşırı kilolu ya da zayıf olmasının,

- Annenin sigara, alkol vb. zararlı maddeler kullanmasının,
Düzenli alınan ilaçların olmasının vb. durumların etkisinin ne olacağı

Gebelik kesinleştikten sonra belirli aralıklarla bir sağlık kuruluşuna gidilerek düzenli kontroller yaptırılmalıdır. Doğum öncesi bakım, gebeliğin izlenmesi hem anne hem çocuk sağlığı açısından önemlidir.

Doğum öncesi bakımda şunlar yapılır.

• 10-12. haftadan itibaren bebeğin kalp sesleri dinlenir.

• Ultrasonografi ile bebeğin gelişimi izlenir. Baş büyüklüğü, cinsiyet tespit edilebilir. Başın genişliği gebeliğin sağlıklı devam edip etmediği hakkında fikir verir.

• Annenin kan basıncı, kilo artışı izlenir. Annenin gebelik boyunca 10-12 kg alması gerekir.

• Gebeliğin 5. ayından itibaren 1 ay ara ile iki doz tetanos aşısı yapılır. Doğum sırasında oluşabilecek enfeksiyon riskine karşı bebek ve anne korunmuş olur.

• Son aylarda bebeğin anne karnındaki duruş şekli izlenir. Doğumun ne şekilde yapılacağı belirlenir.

• Doğum ve bebek bakımı konusunda anne bilgilendirilir.

Gebelik dönemi boyunca annenin sağlığının ve bebeğin gelişiminin hekim, ebe ve hemşireler tarafından izlenmesinin yanında annenin bazı kurallara uyması gerekir.

Sağlıklı bir gebelikte annenin uyması gereken kurallar:

• Sağlıklı bir gebelik için hekim önerisi dışında ilaç kullanılmamalıdır. Çünkü her ilaç plasentadan bebeğe geçer. Bazı ilaçların gelişim bozukluklarına yol açtığı bilinmektedir.

• Sağlıklı bir gebelik için anne adayı yeterli ve dengeli beslenmeye özen göstermelidir (Resim 1.3). Beslenme yetersiz olursa bebeğin büyümesi de geri kalabilir. Protein, karbonhidrat ve yağlar yeterli alınmalıdır. Özellikle bu dönemde annenin demir, kalsiyum ihtiyacı artar. Hekimler minerallerin yanında folik asit gibi ek vitamin desteği de önerirler. Gebelikte toprak, sabun vb. zararlı maddeleri yeme gibi alışkanlıkların ortaya çıkmasının nedeni demir eksikliğidir. Demir eksikliğinin olması annede kansızlığa yol açar.
Günlük beslenmede yeterince taze meyve yenilmelidir.

Özellikle gebeliğin ilk ayında röntgen ışınlarının etkisinde kalınması bebekte gelişim bozukluklarına ve sakatlıklara yol açar.

Gebelikte bazı mikrobik hastalıklann geçirilmesi veya gebelik öncesinde annenin HIV (İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) veya hepatit-B taşıyıcısı olması bebeğe ciddi zararlar verir. Hastalık etkenleri gebelik ya da doğum sırasında bebeğe geçer. HIV taşıyıcısı kadınlar gebe kalmamalıdır. Erken doğum riski hepatit-B taşıyan kadınlarda sık görülür.

kalp ve sinir sistemi sorunlarının ortaya çıkmasına yol açabilir. Toksoplazmozis ise bir tür parazitin yol açtığı hastalıktır. Özellikle az pişmiş, hastalıklı hayvanların etlerinden, kedi gibi ev hayvanlarının dışkılarından temas yoluyla geçebilir. Düşüklere ve sinir sistemi sorunlarına yol açabilir.

Gebelikte vücudu sıkmayan rahat ve bol giysiler giyilmelidir. Yüksek topuklu olmayan, yürüyüşe elverişli rahat ayakkabılar tercih edilmelidir. Dinlenmeye zaman ayrılmalıdır.
Gebelik döneminde rahat giysiler tercih edilmelidir.

Gebelikte aşın yorgunluktan kaçınmak, dinlenmeye zaman ayırmak gerekir.

Gebelik döneminde düzenli egzersizler yapmak annenin dayanıklılığını artırır. Bu, doğumun daha kolay gerçekleşmesinde yardımcı olabilir. Özellikle kalp ve akciğer sağlığının artması ve doğum sırasında yorgunluğa yenilmeden annenin bebeğini itmesini kolaylaştırır. Egzersizler, normal hareketlerin dışında ağır ve aşırı hareketler olmamalıdır. Yüzme, yürüyüş, hafif aerobik hareketleri yararlıdır. Gebelik döneminde sigara içilmesi düşük doğum ağırlıklı bebeklerin doğmasına neden olabilir. Bu bebekler hastalıklara karşı güçsüzdür. Aynca sigara içen annelerde düşük ve erken doğumlara daha sık rastlanır.

Alkol de gebelikte zararlı olan maddelerden biridir. Çok alkol alan veya alkolik annelerin bebeklerinde doğum öncesi veya sonrasında büyüme geriliği, yüz anormallikleri, kalp kusurları, zekâ geriliği; eklem, kol veya bacak anormallikleri görülebilir.

Uyuşturucu bağımlısı annelerin bebekleri ciddi sağlık sorunları ile doğar. Bu tür gebeliklerin yarısında bebekler madde bağımlısı olarak doğar. Bağımlı annelerde erken doğum veya doğan bebeklerde beyin hasarı sıklıkla görülür. Gebelik süresince düzenli sağlık kontrollerine gidilmelidir. Bu kontrollerin dışında anormal bir durum olduğunda da sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kanamalar, ateşli hastalıklar, gebelik zehirlenmesi, nedensiz sancılar vb. durumlar tehlikeli sonuçlara yol açmadan tıbbi yardım alınmalıdır.

Gebelik kadın yaşamının hassas bir dönemidir. Anne olmaya hazırlanan kadınlarda alınganlık, duygusallık, sinirlilik hâli görülebilir. Hormonlardaki değişimin, gebelik sürecinin vücutta yarattığı değişimlerin doğal olduğu kabul edilmelidir. Bu dönemde anne adayının yakın çevresindeki kişiler, onun kaygılarını azaltacak, yardımcı olacak şekilde davranmalıdır. Gebelik döneminin sağlıklı bir ruh hâli ile geçirilmesi anne ve bebeğin genel sağlığı için önemlidir.

Aile bireylerinin yakın ilgisi anne adayının ruh sağlığını olumlu yönde etkiler.

3. Gebelik döneminde sorunlar

Gebelik dönemini sorunsuz geçiren kadınların büyük çoğunluğu sağlıklı bir bebek dünyaya getirirler. Ancak bazı etkenler erken doğum, düşük, gelişme geriliği vb. durumlara yol açabilir. Bu nedenle bazı riskli durumlar göz önünde bulundurulmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Anne ve bebek sağlığını olumsuz etkileyecek durumlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.

• Anne adayının 17 yaştan küçük, 35 yaştan büyük olması.

• İki gebelik arasındaki sürenin 2 yıldan az olması.

• Gebelik sayısının 4'ten fazla olması.

• Anne adayının kalp, damar, böbrek hastalıkları, tüberküloz gibi süreğen hastalığının olması.

• Anne adayının önceki yıllarda istenmeyen gebeliğinin sonlandırılmış veya düşük yapmış olması.

Sigara, alkol, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklarının olması,

Sosyal ve ekonomik gücün yetersiz, eğitim düzeyinin düşük olması.

b. Doğum

Normalde gebelik süresi son adet kanamasından itibaren 40 haftadır. Bebek 38-42. haftalarda doğmuş ise zamanında doğmuş kabul edilir.

Nedenleri tam olarak bilinmese de annenin, rahim yapısının kusurlan, ciddi bir hastalığının olması, sigara içmesi gibi durumlar; bebeğin anne karnında ölümü, çoklu gebelik vb. erken doğum sancılarına yol açabilir. 28-37. haftalarda doğan bebekler "prematüre" olarak kabul edilir. Bu bebekler özel bir bakım ile yaşatılabilir.

Erken doğum kadar tehlikeli bir durumda uzamış gebeliktir. 42. haftasında hâlâ sonlanmamış gebeliklerde suni doğum sancıları başlatılarak ya da sezaryen ile doğum gerçekleştirilir. Bu bebekler "postmatüre" olarak kabul edilir. Uzamış gebeliklerde gelişimini tamamlamış bebek plasentadan yeterli besin ve oksijeni alamayacağından tehlikeli sonuçlara yol açabilir.

Normal bir doğumun başladığını gösteren bazı işaretler vardır. Bunlardan biri doğum sancılarından birkaç saat önce kanlı ve koyu kıvamlı bir sızıntının olmasıdır. Bazı hormonların etkisiyle rahimde kasılmalar ve doğum sancıları başlar. Bebeği çevreleyen kese yırtılır. Kesenin içini dolduran amniyon sıvısı boşalır. Doğum sancılarının artması ile birlikte rahimdeki kasılmalar düzenli aralıklarla olur. Kasılmalar gittikçe şiddetlenir ve uzun sürer. İki kasılma arası kısalır. Rahim boynu açılır ve bebek doğum kanalına itilir. Kasılmalar ve annenin ıkmmasıyla oluşan basınçla bebek hareket eder ve vajina açıklığının artmasıyla dışarı çıkar. Bebeğin göbek bağı kesilir. İlk muayenesi yapılır, tartılır ve temizlenir. Doğumdan yaklaşık 10-30 dakika sonra da plasenta dışarı atılır. İlk doğumlarda, doğum sancılarının başlamasıyla bebeğin doğumuna kadarki süre yaklaşık 13 saattir. Sonraki doğumlarda bu süre kısalır.

Normal yolla yapılamayan doğumlarda sezaryen yöntemi kullanılır. Sezaryen karnın ve rahmin kesilerek açıldığı cerrahi bir yöntemdir. Bebek bu açıklıktan alınır.

- Erken doğumlarda,

- Bebeğin büyük, annenin doğum kanalının dar olması durumunda. Çoklu gebeliklerde,

- Bebeğin anormal pozisyonlarda gelişinde vb. durumlarda sezaryen gereklidir.

c. Lohusalık, Emziklilik Dönemi ve Bakımı

Doğumdan sonra, büyüyen rahim önceki hâline dönmeye başlar. Yaklaşık 6 hafta süren bu dönem doğum sonu (lohusalık) dönemi olarak adlandırılır.

Bazı hormonların etkisiyle süt salgılanmaya başlar ve doğumdan sonraki birkaç saat içinde bebek emzirilir.

Süre ne olursa olsun annenin bebeğini emzirmeye devam ettiği döneme de emziklilik dönemi denir.

Emziklilik döneminde meme başı çatlakları, meme iltihabı, tıkanma gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Düzenli emzirmek, sütün boşalmasını sağlamak genelde sorunlann kendiliğinden kaybolmasını sağlar. Ciddi durumlarda ise hekimin uyarılarına uyulmalıdır. Sıkça karşılaşılan meme başı çatlaklarında emzirmeden önce kaynatılıp soğutulmuş suyla meme başlarım silmek yararlı olacaktır. Genelde anne sütü çatlamayı önleyecek yumuşaklığı sağlar.

Bazen de meme başı çatlaklarından giren bakteriler iltihaplara yol açabilir. Memenin bir bölümü kızarır, sert ve sıcaktır. Hekim önerisi olmadan göğüslere merhem sürülmemelidir.

Doğum sırasında kullanılan aletlerin temiz olmaması, doğum sonrasında temizlik kurallarına dikkat edilmemesi doğum yolu ya da rahimde enfeksiyonlara neden olabilir. Lohusa humması (al basması) olarak bilinen mikrobik hastalık sırasında yüksek ateş, karın ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtiler görülür. Şok ve ölüme yol açabileceğinden hekime başvurulmalıdır.

Lohusalık ve emziklilik döneminde anne yeterli ve dengeli beslenmeli, bol su içmelidir.

Gebelik sırasında azalan vitamin ve mineraller tekrar sağlanmalı, sütün yeterli ve kaliteli olması için anne yediklerine dikkat etmelidir. Normalde ihtiyaç duyulan kaloriden daha fazlası alınmalıdır. Özellikle protein, kalsiyum, demir ve vitaminler yönünden zengin gıdalar alınmalıdır. Lohusalık ve emziklik döneminde anne ağır işler ve stresten uzak durmalıdır.

read more

31 Mart 2010 Çarşamba

Gebelikte Sağlıklı Beslenme 0 yorum

31 Mart 2010 Çarşamba |
GEBELİK SURESİNCE SAĞLIKLI BESLENME
Genelde yaygın bir kanı, hamilelikte sağlıklı beslenmek için çok fazla yemek, iki kişi için yemek gerektiği şeklindedir. Fakat hamile bir kadının beslenmesi normal bir kadının beslenmesinden çok az fark­lılık gösterir. Olgun bir insanın günlük kalori ihtiyacı 2000'dir. Gebe bir kadında ise, gebeliğin ilk yarısında 2500-2600, ikinci yarısında ise 2700-2800 kaloridir.
Yetersiz ya da yanlış besin alımı bebekle ilgi gelişimi geciktirebilir. Ancak yeterli beslenme aşırı kilo ile eşdeğer değildir. Hamilelik süresince dengeli ve sağlıklı beslenirseniz, hem siz hamileliğiniz
boyunca sağlıklı bir dönem yaşarsınız, hem de sağlıklı bir bebek sahibi olma şansınızı yükseltirsiniz. Aşırı kilo alımı estetik yönden Anneleri rahatsız ettiği kadar, sağlık açısından âa oldukça zararlıdır.Normal olarak almanız gereken kilonun üzerinde kilo almak, kan basıncını yükseltebilir, diyabete (şeker hastalığı) neden olabilir, hatta erken doğuma bile sebebiyet verebilir. Ayrıca aşırı kilolar hamileliğin daha ağır geçmesine neden olduğu gibi, varis oluşumunda da rol oynar. Fazla kilolu kadınların daha az hareketli oldukları ve doğumun bu nedenle fazla uzadığı saptanmıştır. Doğum için sezaryene gerek duyulduğunda ise yağ fazlalığı nedeniyle daha fazla dikiş olması ve bunun da komplikasyonlara neden olması ihtimali vardır.

Bütün bu saydıklarımızdan sonra hamile kadın ne yiyip ne içmeli ki; hem aşırı kilo almasın, hem de bebeği ve kendisi için gerekli olan besinleri yeteri miktarda alsın. Öncelikle eğer fazla kilolu bir bayansanız, hamile kalmadan önce bu kilolarınızdan kurtulmalısınız.
Çünkü hamileliğiniz süresince diyet yapmanız kesinlikle yasaktır.
Bebeğinizin birçok kritik dönemi vardır ve bu kritik dönemlerde sizin alacağınız birçok besine ihtiyacı vardır. Bu besinleri almayı keserseniz, bebeğinizde ve sizde birçok sorun çıkma riskini yükseltmiş olursunuz.

Hamile kaldığınız ilk aylar iştahınız çok fazla olmayabilir. Genelde bulantılardan dolayı iştah azalmasına bağlı olarak çok fazla kilo artışı olmadığı gibi, kilo eksilmesi de görülebilir. Bu endişe verici bir durum olmamakla birlikte, ilk aylarda da bebeğinizin mutlaka ihtiyacı olan besinler vardır. Elinizden geldiği kadar gerekli olan besinleri alın. 3: aydan sonra vücudun gereksinimine karşılık olarak sizin de iştahınız artabilir. Burada da kendinize dur demeniz gerekir. Aşırı yemeyin, ancak aşağıda sayacağımız temel besinleri de ihmal etmeyin. Çünkü bazı besinlerin bebeğiniz için yaşamsal değeri vardır.
Şimdi bu besinlere sırasıyla bir göz atalım.
Temel Besinler

Gebelikte sık görülen kabızlığın önlen­mesi için lif içeren yiyecekleri günlük beslenmenizin büyük bir bölümünde kul­lanmalısınız. Sebze ve meyve, kepekli besinler lif içerir. Fakat kepekli besinleri hamilelikte fazla yememelisiniz.

Folik Asit
¦ Döllenmeden bir ay kadar önce ve gebe­liğin erken döneminde folik asit eksikliği, omirilik kanalı kusuru, damak dudak yarıklığı riskini artırdığı gibi; bebeğin merkezî sinir sisteminin gelişmesi için özellikle ilk haftalarda folik asit gereklidir. Vücutta depolanmadığı için her gün alın­malıdır.

Lif içeren yiyecekler
Sebzeler: pırasa, bezelye
Tahıllar: esmer pirinç, kepek ekmeği
Kuruyemişler : kuru üzüm, kuru kayısı

Folik asit içeren yiyecekler
Taze yeşil yapraklı sebzeler brokoli, ıspanak, Tahıllar, çavdar ya da yulaf ekmeği fındık, fıstık

C Vftamini
¦ Sizin ve bebeğinizin doku tamiri, yara iyileşmesi ve çeşitli metabolik ihtiyaçları için C vitaminine gereksiniminiz vardır. Ayrıca C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlara karşı direncinizi artırır. Demir emilimini kolay­laştırdığı için, demir içeren yiyecekleri C vitamini içeren yiyeceklerle birlikte almanızda fayda vardır. C vitamini vücut­ta depolanmadığı için her gün almak gerekir. C vitamini yönünden zengin sebze ve meyveler, taze ve pişirilmeden yenirse vitamin kaybına uğramazlar. Uzun sûre saklanan ve pişirilen besin­lerde C vitamininin çoğu kaybolur. Bunun için besinleri taze ve çiğ olarak veya az haşlayarak yemelisiniz.

C Vitamini içeren yiyecekler
Taze sebzeler: ıspanak, karnabahar, patates,lahana, yeşil ve kırmızı biber, domates
Taze meyveler: greyfurt, portakal, çilek, böğürtlen

Demir
Sizin ve bebeğinizin artan kan hacmi için büyük miktarda demire ihtiyacınız vardır. Özellikle son aylarda demire olan ihtiyaç artar. Bu yüzden hamileliğin ikinci yarınından itibaren doktorunuz demir takviyesi yapabilir.
Demiri mümkün olduğu kadar diyetiniz­den sağlayın. Hamileliğinizin başlangıcından itibaren demir içeren yiyecekleri ağırlıkta alırken, demir emilimini kolaylaştırıcı C vitamini içeren yiye­cekleri de birlikte alın. Doktorun önerdiği demir takviyesini veya demir içerikli yiyecekleri, süt ve çay, kahve gibi demirin en azaltıcı ile içeklerle birlikte almayın, hayvansal yiyeceklerdeki demir, sebzeler.

Demir içeren yiyecekler
Et ve sakatatlar sığır eti, ciğer, Deniz ürünleri sardalya, istiridye
Sebzeler ıspanak, baklagiller, soya fasulyesi
Meyveler: kurutulmuş meyveler, elma

Protein:
¦ Anne adayı gereğinden az protein alırsa, düşük doğum ağırlıklı bebeklere sebep olabilir. Üstelik son 3 ayda protein ve kalori eksikliği beyin gelişimini kötü et­kileyebilir.
¦ Gebe kadının protein ihtiyacı günde 60-75 gramdır. Yüksek kaliteli protein; et, balık, tavuk, süt ve süt ürünlerinden elde edilebilir. Hayvansal besinlerin yağ yönünden de zengin olduğu unutulma­malı, fazla kilo almamak için yağsız ürünler tercih edilmelidir.

Protein içeren yiyecekler
Süt ve süt ürünleri peynir, yoğurt
Baklagiller nohut, kuru fasulye

Kalsiyum
Kalsiyum; kasların, kalp ve sinir sistemi­nin gelişimi, kan pıhtılaşması ve enzim etkinliği için gereklidir. Gebelikte normalde gerek duyduğunuzun iki katı kadar kalsiyuma ihtiyacınız vardır. Yeterince kalsiyum almazsanız, bebeğinizin kemik gelişimi sizin kemik­lerinizden sağlanacağı için, sağlığınız açısından riske girersiniz. Yüksek miktar­da kalsiyum alımının gebeliğe bağlı yük­sek tansiyonu önlemesine yardımcı olduğu son yapılan araştırmalarca ortaya konmuştur. Bu nedenle günde 4 porsi­yon kalsiyum almalısınız.

Kalsiyum içeren yiyecekler
Süt ve süt ürünleri peynir, yoğurt
Kuru yemişler badem, antep fıstığı, fındık, kuru incir
Yeşil yapraklı sebzeler ıspanak, brokoli

Beslenirken Dikkat Edilecek Hususlar
Yukarıda saydığımız besinler genelde sofralarımızdan eksik etmediğimiz besinlerdir. Eğer günlük taze yemek pişirme gibi bir alışkanlığınız yok, fast-food türü yiyeceklerle öğünlerinizi geçiştiriyorsanız, hamileliğiniz süresince bu alışkanlıklarınızı bir kenara bırak­manız gerekir. Şeker, yağ gibi gereksiz kilo aldıran yiyecekler yerine sağlığınız için gerekli besinleri alın. Her insan gibi hamile kadının da şekere ve yağa ihtiyacı vardır. Fakat almış olduğunuz gıdalar içinde ve pişirdiğiniz yemeklerde bunlar mevcut olduğundan ek olarak C almanız gerekmez. Az yağ tükettiğinize inanıyorsanız, belki bir dilim yağlı ekmek, ek yağ gereksiniminizi karşılar.
Gebelikte sıvı ihtiyacınız normale oranla artacaktır. Günde en az 8 bardak sıvı içmeye gayret edin. Meyve sularının yanı sıra en iyi sıvı ihtiyacını suyun karşıladığını unutmayın. Fazladan su, cildinizi yumuşattığı gibi kabızlığınızı da
azaltır.
Yukarıda saydığımız temel besinleri kısaca özetlersek, aşağıda vereceğimiz listedeki besinleri gün içerisinde mutlaka almaya çalışın.
Gün İçerisinde Alınması Gereken Besinler

Süt ve süt ürünleri kalsiyum, protein Yeşil yapraklı sebzeler ve taze meyveler lif, folik asit, C vitamini
Kırmızı et, tavuk eti, balık eti protein, demir, Kepekli ekmek

Hamilelikte Kaçınmanız Gereken Besinler
Aşağıda saydığımız ürünleri ve tabî ki sigarayı, tamamen kaldıramadığınız taktirde, olabildiğince aza indirin. Hazır satın aldığınız yiyeceklerin içeriğine ve son kullanma tarihine dikkat edin. Süt ve süt ürünlerinin tazeliğine ve sütün pastörize olup olmadığına dikkat edin.

Hamilelikte Kaçınılması Gereken Besinler
Kafeinli içecekler, kolalı içecekler, içki, kahve, çay, kakao, Konserve, dondurulmuş yiyecekler.
Anne Adayları Hamilelik - Gebelik Döneminde Nasıl Beslenmeli.??

read more

Hamilelik Döneminde Aşırı Kilo Alma 0 yorum

Hamile kalmadan önceki kilonuza bağlı olarak gebelikte alacağınız kilo belirlenir. Ne kadar kilolu olursanız olun, hamilelik döneminde diyet yapmayı düşünmeyin. Şeker ve yağ içeriği düşük olan besinlerle öğünlerinizi düzenleyin. Günde 3 öğün yerine 6 defa küçük öğünler hazırlamak sizin için daha iyidir.
Gebelikte Önerilen DurumunuzKilo Alımı
Kilo alma miktarı (kg)
Normalden düşük kilolu 12-18
Normal kilolu 11-15
Normalden fazla kilolu 6,5-11
Çok fazla kilolu (obez) 6,5
İkiz gebeliği olanlar 15-20

Vitamin ve Mineral Desteği
Dengeli besleniyor ve bol taze gıda alıyor iseniz, vitamin ve mine­ral desteği ihtiyacınız olmayacaktır. Vitamin ve mineralleri günlük besin­lerinizden temin etmeye çalışın. Hiçbir hap iyi bir diyetin yerini tutamaz. Beden için en iyi vitamin ve mineral desteği taze besinlerdir. Ancak kan­sızlık gibi bazı özel durumlarda doktorunuz vitamin desteği verebilir. Vitamin ve mineraller, yüksek dozda alındıklarında bedende ilaç etkisi yaparlar. Bunun için vitamin ve mineral desteğini doktorunuzun gözeti­minde ve
önerilen miktarda almalısınız. Hamileliğinizin ilk aylarında giyeceklerinizi değiştirmeniz gerek­mez. 5 ve 6. aylardan sonra artık kıyafetleriniz dar gelmeye başlar. İşte o zaman kendiniz için alışverişe çıkabilirsiniz. Eğer yakın çevre­nizde yeni doğum yapmış birisi varsa onun hamilelik giyeceklerinden de faydalanabilirsiniz.
Artık mağazalarda çok şık hamile kıyafetleri, satılıyor. Kendinize uygun olanı alın, fakat abartıya kaçmayın. Fazla kullanımı olan kıyafetleri tercih ederseniz, çeşitli şekillerde giyebilirsiniz. Örneğin, bir file alıp içine değişik renklerde bulüzlerle defalarca giyebilirsiniz.

İlla ki hamile kıyafeti de almanız gerekmez. Zevkinize uygun bol kıyafetleri de pekala kullanabilirsiniz. Alışveriş yapmadan önce, gardolabınızı kontrol etmeyi unutmayın. Hâlâ giyebileceğiniz bol kıyafetleriniz olabilir. Çoğu kadın birkaç ay giyeceği hamile kıyafetlerine yatırım yapmak istemez. Siz de böyle düşünüyorsanız, eşinizin kıyafetleri de dahil olmak üzere her türlü imkanınızı değerlendirdik­ten sonra, daha sonraki hamileliklerinizde kullanmayı veya bir yakınınıza vermeyi düşünerek birkaç tane hamile kıyafeti alabilirsiniz.

Rahat giysiler olmasına dikkat edin. Gebelikte vücut ısınız arttığı için kendinizi sıcağa karşı daha duyarlı hissedebilirsiniz. Sentetik kumaşlar nemi çekmedikleri için göğüslerin alt kısımlarında ve kasıklarda pişiklere neden olabilir. Belinizi sıkmayan bol kıyafetler tercih edin. Lastikli etek veya eşofman, karnınız büyüdükçe sizi rahatsız etmez. Ayrıca bacağınızı sıkan lastikli çoraplardan da kaçınmanız gerekir. Sıkı çorap lastiği, bacaklarda varis ya da su toplanması meydana getirebilir.

Hamilelikte en önemli giysi iç kıyafeti erin izdir. Büyüyen göğüs­leriniz için üzerinize iyi oturan destekli bir sutyen almanız gerekir.
Ancak stok yapmaya kalkışmayın. Birini yıkadığınızda diğerini kullanmak üzere iki tane almanız yeterlidir. Bunlar dar gelmeye başlayınca yenilerini alırsınız. Hamileliğin son aylarında kullandığınız sutyenlerinizi lohusalıkta da kullanabilirsiniz. Lohusalıkta ilave olarak önden açık bir iki tane sutyen alırsanız, emzirirken rahat edersiniz

read more

Gebelik Dönemindeki Şikayetler 0 yorum

GEBELİK SIRASINDA SIK RASTLANAN ŞİKAYETLER
Gebelik sırasında hiç sıkıntı yaşamayan, çok rahat bir dönem geçiren kadınlar çok nadir olsa bile vardır. Ancak birçok kadın gebelikte sık rastlanan yakınmalardan biriyle veya birkaçıyla karşı karşıya kalabilir. Bunların çoğu normaldir. Tüm bunlar, gebelikteki hormon değişikliğine ya da gebelikte vücudun fazlaca yüklenmesine bağlıdır.
Gebeliği 3 döneme ayırırsak, bu rahatsızlıklar genelde ilk ve son 3 ayda görülürler. ilk 3 ay uyum dönemidir. Hamilelik yerleşirken, organizma buna uyum sağlama çabasındadır. Bu ilk dönemde çıkan rahatsızlıklar genelde 3. ayın sonlarına doğru kaybolmaya başlarlar.

2. dönem denge dönemidir. 3. ayın sonundan 6. ayın sonuna kadar sürer. Anne ve bebek birbirlerine uyum sağlamışlardır. Şikayetler bu dönemde çok az görülür. Hamileliğin en keyifli dönemi bu dönemdir.
Son 3 ayda ise çocuk giderek büyümüş ve rahimde daha fazla yer kaplamaya başlamıştı. Organizmanın doğuma hazırlanmasın­dan dolayı da yakınmalar artar. Bunlardan haberdar olmanız, karşılaştığınızda şaşırmamanız ve önlem almanız içindir.

Gebelikte Bulantı ve Kusmalar
Gebeliğin ilk belirtilerindendir. Bütün gebelerde bulantı görülmez. Kimileri hatif şiddette yaşarken, kimileri oldukça yoğun yaşayabilirler. Çoğunlukla sabahları aç karnına olmasına rağmen gün içinde herhangi bir vakitte de görülebilirler. Genelde ilk 3 ayın sonun­da kesilirler. Fakat bazı gebeliklerde 9 ay boyunca devam ettiği de görülür. Bebeğin beslenmesini engelleyecek derecede bulantınız oluyorsa, dok­torunuza danışmalısınız.

Ne Yapabilirsiniz?
Sabahleyin yataktan yavaş yavaş kalkın ve yatağın kenarında birkaç dakika oturarak bekleyin.
Sabahleyin ilk iş olarak kuru tost ya da kraker yiyin.
Hergün 5 ya da 6 defa küçük yemek öğünleri yiyin, midenizin tamamen boş kalmasına izin vermeyin.
Hoş olmayan kokuları engelleyin. Meyve suyu, süt, kahve ve çay içmeyin.
Bulantı ve kusmalarım önemli bir sebebinin psikolojik olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Güzel şeyler düşülün.

Aşırı Tükürük Salgılama
Sık olmamakla birlikte ilk aylarda görülen bir rahatsızlık da aşın tükürük salınımıdır. Pek hoş olmasa bile zararsız bir durumdur. Sabah bulantıları olan kadınlarda daha sık olur ve bulantıların artmasına sebep olabilir.

Neler Yapabilirsiniz?
♦ Mentollü bir diş macunuyla diş­lerinizi fırçalayın.
♦ Sakız çiğneyin

Gebelikte Sık İdrara Çıkma
İlk ve son 3 aylarda sık idrara çıkma görülür. Sebebi, ilk 3 ayda büyüyen rah­min hemen önünde yer alan idrar kesesinin uyarı masıdır. Son 3 ayda ise doğum yoluna giren bebeğin başı idrar kesesine basınç yapar. Ayrıca bedende çoğalan artık maddelerin atılımını hız­landırmak amacıyla, böbrek çalışma hızı ve vücut sıvı hacmi de artmıştır.

Ne Yapabilirsiniz?
İdrar yaparken öne doğru eğilirseniz, idrar kesenizi tam olarak boşaltırsınız.
Gece sık sık tuvalete çıkmak sizi rahatsız ediyorsa, akşamları sıvı alımını azaltın, fakat günlük 8 bardak sıvı ihtiyacınızı kesinlikle ihmal etmeyin. Az sıvı alırsanız, hamilelik­te sık rastlanan idrar yolu iltihaplarını kolaylaştırmış olursunuz.

Vajinal Akıntılar
Gebelikteki hormonal değişiklikler nedeniyle vajinadaki akıntı artabilir. Hamileliğin 3 döneminde de vajinal akıntı görülebilir. Kaşıntı, kızarıklık, sancı, kokulu ve renkli akıntı olduğunda doktorunuza danışın.

Ne Yapabilirsiniz?
♦ Vajinal deodorant ve parfümlü sabunlar kullanmayın.
♦ Temiz iç çamaşırları sizi rahatlata­bilir.
♦ Vajinayı yıkarken sabun kullanmayın.

Mantar
Gebelikteki hormonal değişiklikler vajinal mantara yakalanmayı kolay­laştırır. Vajinada peynir kesiği kıvamında beyaz akıntı ve şiddetli kaşıntı görülebileceği gibi, idrara çıkma sırasında yanma da görülebilir. Gebeliğin 3 döneminde de görülebilecek olan bu yakınma, bebek doğmadan önce tedavi gerektirebilir.

Ne Yapabilirsiniz?
♦ Naylon iç çamaşırı, dar pantolon ve vaji­nal deodorantlardan kaçının.
♦ Doktorunuza danışın, uygun bir krem önerebilir.

Gebelikte Dişeti Kanaması
Gebelik hormonları nedeniyle dişetleri şişer, iltihaplanır ve kolay­ca kanar duruma gelirler. Bu da dişeti hastalıklarına ve çürümelere sebep olabilir. Özellikle dişlerinizi fırçalarken dişetinizin kanadığını görebilirsiniz.

Ne Yapabilirsiniz?
♦ Şekerli besinlerden uzak durup C vitami­ni içeren besinler yiyin. Günlük kalsi­yum ihtiyacınızı aldığınızdan emin olun.
♦ Düzenli bir şekilde yemeklerden sonra dişlerinizi ve dilinizin üstünü fırçalayın.
♦ Gebelik boyunca en az bir kez diş dok­torunuza giderek dişlerinizi kontrol ettirin.

Gebelikte İsilik
Hormon değişikliğinden kaynakla­nabilir. Şişman ve çok terleyen kadınlarda görülür. Vücutta en fazla terleyen göğüs altı ve kasık gibi derinin kıvrımlı bölgelerinde kızarıklık veya kaşıntı şeklinde görülür.

Ne Yapabilirsiniz?
Bu bölgeleri sağlığa uygun doğal sabun­larla sık sık yıkayıp iyice kurulayın.
Bol ve pamuklu giysileri tercih edin.

Gebelikte Baş Dönmesi ve Bayılma Duygusu
İlk 3 ayda veya son 3 ayda görülebilir, ilk 3 ayda, hızla genişleyen dolaşım siste­mini, var olan kan hacminin yeterli dere­cede doldurmaması baş dönmesine neden olabilir. Son 3 ayda ise genişleyen rahmin anne adayının kan damarları üzerine yaptığı basınç, baş dönmesine neden olabilir. Gebelik süresince tansiyonunuz normalden düşük olmasından dolayı baş dönmesi hissedebilirsiniz. Yatar veya oturur durumdan her kalkışınızda meydana gelebilir. Sık sık bayılma meydana geli­yorsa doktorunuza bildirin. Başka bir hastalığın belirtisi olabilir.

Ne Yapabilirsiniz?
♦ Uzun süre ayakta kalmayın.
♦ Oturur veya yatar durumdayken yavaş yavaş ayağa kalkın.
♦ Uzun süre aç kalırsanız kan şekeriniz düşer. Bunun için de baygınlık hissedebilirsiniz. Sık sık ve azar azar yemek yiyin.
♦ Çok sıcak ve havasız bir yerde vakit geçirmeyin.
♦ Eğer bir rahatsızlık hissediyorsanız, yere uzanın ve ayaklarınızı yukarıya kaldırın. Veya oturun, kendinizi iyi hissedinceye kadar başınızı diz­lerinizin arasına alın. Kalabalık ortam­larda ayakkabı bağlıyormuş gibi bu işlemi yapabilirsiniz.

Gebelikte Kabızlık
Gebelik süresince kabızlık, daha önce hiç kabızlık çekmemiş kadınlarda bile sık görülür. Sebebi, hormon düzey­lerindeki artışa bağlı olarak bağırsak kaslarının gevşemesi ve bağırsakların çalışmasını yavaşlatmasıdır. Son aylarda da büyümekte olan rahim, bağırsaklara baskı yaparak normal çalışmasını engeller. Kabızlık 9 ay boyunca hamileliğin her döneminde görülebilir.

Ne Yapabilirsiniz?
Lif açısından zengin gıdalar yiyin (taze meyve ve sebzeler, kepekli gıdalar).
Bol bol sıvı alın.
Düzenli cimnastik veya yürüyüş yapın.
Her ihtiyaç duyduğunuzda vakit geçirmeden tuvalete gidin.

Gebelikte Varisler
Şişmanlarda ya da ailesinde varis olan kadınlarda sıklıkla görülür. Bacaklarda ağrı, bacak ve baldır damarlarında, bazen de makatta veya cinsel organ çevresinde şişkinlik olabilir. Uzun süre ayakta durma ya da bacak bacak üstüne atma bu sorunu ağırlaştırabilir.

Ne Yapabilirsiniz?
Fazla kilo almaktan kaçının.
Sık sık bacaklarınızı yukarıya kaldırarak din­lenin.
Sabahları yatağınızdan çıkmadan, varis çorapları ya da esnek çoraplar giyin. Sigara, varisleri artırabilir. Sigara içmeyin. Sizi sıkacak çamaşırlar giymeyin. Yeterli miktarda C vitamini alın.

Uyku Sorunları
Başlangıçta sıklıkla ve gün içinde rahatsız edecek derecede uyuma isteği görülebilir. Fakat sık sık idrara çıkma, bebeğin tekmelemesi gibi etkenler uyuma güçlüğü çıkartabilir. Son aylarda büyüyen karın nedeniyle rahatsız yatıldığı için uyumakta güçlükle karşılaşılabilir.

Ne Yapabilirsiniz?
Akşam hafif bir yemek yiyin. Çay ve kahve gibi uyarıcılardan kaçının.
Hep aynı saatte yatmaya çalışın.
Gevşeme egzersizleri yapın. Kitap okuyup ılık bir duş yapmak da uykuya gitmenizi kolay­laştırabilir.
Yatak odanızın havadar olmasına ve çok sıcak olmamasına dikkat edin.
Yataktaki en rahat konumunuzu bulmak için bacaklarınızın arasına yastık alabilirsiniz. Uykunuz kaçtığında yatakta oyalanmayın. Kalkın kitap okuyun veya ılık bir duş alın. Sık idrara çıkmaktan dolayı uykunuz kaçı­yorsa akşamları sıvı almayın.

Mide Yanması
Gebelikte mide girişinde bulunan kas halkasının gevşemesi nedeniyle, mide özsuyu yemek borusuna geçer. Mide asitleri, duyarlı yemek borusunu tahriş eder ve göğsün orta yerinde kuvvetli bir yanma hissedilir.

Ne Yapabilirsiniz?
* Çok kilo almaktan kaçının.
* Midenizi rahatsız edecek bol baharatlı, kızartılmış ve yağlı yemeklerden kaçının.
* 3 öğün yerine sık sık fakat azar azar yiyin. Yemekleri küçük lokmalar halinde alıp iyice çiğneyin.
* Geceleri ılık süt içmeyi deneyin.
* Sigara içmeyin.

Hemoroid (Basur]
Büyüyen rahmin vücudun alt kısmına giden damarlara-ve bebeğin başının makat çevresindeki damarlara baskı yapmasından dolayı buradaki kan dolaşımı bozulur. Makat çevresindeki toplardamarlarda hemoroid adı verilen genişlemeler meydana gelir. Tuvalete çıktığınızda kaşıntı, sancı ve kanama hissede­bilirsiniz. Basurunuz varsa bunu doktorunuza bildirin. Hafif şiddetteki basurlar tedavi gerektirmeyip, bebek doğduk­tan sonra kaybolabilirler.
Yatakta başınızı yüksek tutarak uyuyun.
Doktorunuza danışırsanız, size mide asidini giderici ilaçlar önerebilir.

Ne Yapabilirsiniz?
Kabız olmamaya dikkat edin. Ikınmayın. Uzun süre ayakta kalmaktan kaçının.
Buz torbası koyarak hemoroîddeki kaşıntıyı hafif­letebilirsiniz.
Makattaki damarlara aşırı basınç yapmayı engellemek için, sırtüstü değil yan yatın.
Günde iki kez ılık oturma banyosu yapın.
Vajinadan makata doğru olan bölgeyi her dışkılamadan sonra önden arkaya doğru ılık suyla yıkayın.
Mutlaka doktorunuza danışın. Önü alınmayan hemoroidler, doğumdaki ıkınmalardan dolayı azabilir.

Kramplar
Fosfor fazlalığı ve kalsiyum eksikliği nedeniyle veya laktik asit birikmesi sonucunda bacaklarda kramp görülebilir. Doktorunuzun önerisiyle fosfor içermeyen bir kalsiyum takviyesi veya diyeti uygulaya­bilirsiniz. Kramplar, ayak ve bacaklar­da çoğunlukla gecelen kasılmalar şeklinde olur ve son 3 ayda sık görülür.

Ne Yapabilirsiniz?
Kramp giren bacağınızı gererek, ayak bileği ve ayak parmaklarınızı hafifçe yukarı kaldırın. Veya bacağınıza hafif hafif masaj yapın. Ağrı geçtiğinde kan dolaşımını artırmak için biraz yürüyün. Soğuk bir yüzeye basmak da işe yarayabilir.
Doktorunuza danışın, kalsiyum ya da D vitamini takviyesi verilir.

Nefes Darlığı
Gebeliğin ikinci yarısından sonra, büyümüş olan rahmin diyaframa baskı yapması sonucunda nefes almakta zorluk yaşanır. Kansızlık da nefes darlığına sebep olabilir. Ciddi soluk alma güçlüğü yaşıyorsanız, doktorunuza danışın.

Ne Yapabilirsiniz?
Soluğunuz kesildiğinde oturun. En azından çömelin.
Fırsat buldukça dinlenin.
Geceleri yastığınızı yükseltmek de işe yarayabilir.

Gebelik Çatlakları
Gebelik süresince deriniz çok ge rildiğinden göbekte, kasıkta ve meme­lerde kırmızı renkte çatlaklar görülebilir. Aşırı kilo almanın da etkili olduğu çat­laklar, doğumdan sonra incecik çizgilere dönüşürler. Tamamen önleyemeseniz bile dengeli bir besin diyeti uygulamakla hızlı kilo artışını düzenleyerek bunları en aza indire­bilirsiniz

Ne Yapabilirsiniz?
Hızlı kilo almaktan kaçının. Krem ve merhemler çatlakların kapan­masını etkilemezler, ancak nemlendiri­ci bir krem sürmek, oluşmasını önle­mek için yararlı olabilir.
Bol bol su için

Ayaklarda ve Ayak Bileklerinde Şişme (Ödem)
Genellikle sıcak havalarda ve günün sonunda ayaklarda ve ayak bileklerinde şişkinlik birçok gebe kadında görülebilir. Nedeni vücudun fazladan su tutmasıdır. El ve yüzde de şişme görülmüşse veya ödem 24 saat içinde geçmemişse, doktorunuza danışın.

Ne Yapabilirsiniz?
Sık sık bacaklarınızı yükseğe kaldırarak dinlenin. Mümkünse sol tarafınıza yatın.
Günde en az iki-üç litre sıvı alarak bedeninizin artık maddelerden kurtulmasını sağlayın. Yine de bir seferde iki bardaktan fazla sıvı almamaya dikkat edin.
Şişlikler sizi çok rahatsız ediyorsa, hamileler için satılan korseli çoraplardan giyin.

Bel ve Sırt Ağrıları
Genellikle hareketsiz olan kasık bölgesi eklemlen, doğumda bebeğin geçişini kolaylaştırmak amacıyla gebelik süreciyle birlik­te gevşemeye başlar. Bu, karnınızın iyice büyümesiyle bir­likte vücudunuzun, kas iskelet sisteminin dengesini bozar.-Başınızı ve omzunuzu geriye atarak dengelemeye çalışırsınız. Bebeğin ağırlığı vücudu öne doğru çekeceğinden, buna bağlı bel ağrısı sık görülür. Kendinizi dik tutmaya ve sırtınıza çok yük bindirmemeye dikkat edin. Gebelik hormonları sırt kaslarınızı gerip yumuşattığı için, fazla eğilirseniz, ani ve sert hareketler yaparsanız ya da yer­den bir şeyi yanlış bir şekilde kaldırırsanız, beliniz kolayca incinir.

Ne Yapabilirsiniz?
♦ Fazla kilo almamaya gayret edin.
♦ Çok yüksek topuk veya düz ayakkabı giymeyin,
♦ Evde iş yaparken (yeri silerken veya yerden bir 11 şey kaldırırken), ayaklarınızı bükmeyin. Dizlerinizin üzerine oturup o şekilde iş yapın. Bir şey kaldırırken dizlerinizi bükün, sırtınızı I bükmeyin, belinizle değil bacak ve kollarınızla kaldırın.
♦ Çok uzun süre ayakta durmamaya çalışın. Eğer uzun süre ayakta durmanız gerekirse, bir bacağınızın altına alçak bir tabure koyarak jl dizinizi hafifçe bükün.
♦ Çok uzun süre oturmayın. Bir saat, en iyisi yarım saatte bir yürüme ve gerinme molası verin.
♦ Sert bir yatakta uyuyun. Yataktan kalkarken önce yana dönün, daha sonra da diz üstü duruma geçin. Kendinizi kalçalarınızdan doğru iterek i kalkın, sırtınızı hep dik tutun.
♦ Karın kaslarınızı güçlendirecek basit egzersizler yapın. Yüzme, hem belinizin ağrısına hem de sırtınızın ağrısına iyi gelecektir.

read more

Gebelikte Düşük Tehlikesi 0 yorum

Düşük Tehlikesi
Bebeğin rahme tutunmaya çalıştığı, anne ile bebeğin vücudunun uyum sağlama süreci olan ilk 3 ayda gebeliğin son bulması ihtimali vardır. Birçok kadın düşük tehdidi geçirmiş veya birçok kez düşük yapmıştır. Düşüğe yol açmadığı halde", düşük nedeni sayılan birçok etmen vardır. Bunların arasında ağır kaldırmak, düşmek, duygusal sorunlardan dolayı stres altında kalmak, geçmişinde düşük riski olması, kötü beslenme, hormonel yetersizlik ve annenin belirli tıbbi sorunlarını sayabiliriz. Fakat bunların düşüğe yol açtığı ispatlan­mamıştır.
Düşük, kanama şeklinde başlar, fakat her kanama düşük tehlikesi demek değildir. 20. haftadan önceki kanamalar olası bir düşükten, bu haftadan sonrakiler ise plasentadan kaynaklanabilir. 20. haftadan önceki kanamalar az ve ağrısızsa, gebelik devam ede­bilir. Birçok kadın düşük yapmadığı halde hamileliğinin ilk aylarında bu tür bir kanama yaşamıştır.

Düşük Belirtileri:
♦ Kanama âdet kanaması kadar şiddetli olarsa ya da açık renkli akıntı 3 günden çok sürerse.
♦ Kanama ile birlikte karnınızın orta alt kısmında çok şiddetli kramp ve ağrı varsa, düşük yapma ihtimaliniz çok yüksek.
♦ Çamaşırınızda gri beyaz pembemsi parçalar fark ederseniz, düşük başladı demek­tir. Bebek artık kurtarılamaz.
♦ Hemen bir yardım çağırın, doktorunuzu arayın ve sırt üstü yatıp bekleyin.

TOKSOPLAZMA
Kedi, köpek dışkısı, çiğ et ve pastörize edilmemiş süt, anne karnındaki bebeğe zararlı olabilecek toksoplazma denilen bîr para­ziti taşıyabilir. Bunun için şu önlemleri alabilirsiniz:

Önlemler:
♦ Evinizde kedi veya köpek besliyorsanız, muhtemelen toksoplazmaya karşı bağışık­lığınız vardır. Doğum öncesi bağışıklığınızın olup olmadığını anlamak için test yap­tırabilirsiniz.
♦ Bahçe ile uğraşıyorsanız, eldiven kullanın.
♦ Az pişmiş ya da çiğ et yemeyin (çiğ köfte de dahil), pastörize edilmemiş süt içmeyin. Mutfakta çiğ ete dokunduktan sonra ellerinizi güzelce yıkayın.

read more

Hamilelik Döneminde Egzersizler 0 yorum

Gebeliğiniz süresince formda kalmak, doğum anını kolaylaştır­mak, hamileliğinizi korumak amacıyla 4. aydan itibaren egzersizlere başlamalısınız. Nefes ve kas egzersizleriyle hem rahat bir hamilelik geçirecek, hem de doğuma hazırlanmış olacaksınız.
Günde 10 dakika olmak kaydıyla düzenli olarak kas egzersizleri yapın. Doğum konusunda anlatılan nefes egzersizlerini de düzenli olarak çalışın. Başlangıçta her hareketi günde en fazla bir iki kez yapın. Hareketleriniz sizi yormadan düzenli olarak ilerlemelidir.
Pelvis Kası Hareketleri
Sırt üstü uzanın, dizlerinizi büküp ayak tabanlarınızı yere basın. İdrar yaparken birden idrarınızı tutuyormuş gibi pelvis kaslarınızı sıkın. Buradaki kasları vajinaya bir şey çekiyormuş gibi koşmalısınız. Bu hareketi dura dura tekrarlayın. Daha sonra bir süre kasılı tutarak bırakın. Bu egzersizi başlangıçta birkaç kez, daha sonra günde 10 kez tekrarlanmalısınız. Bu egzersizi öğrendikten sonra, her durumda tekrarlayabilirsiniz. Yatarken, otururken, ayakta dururken tekrarlaya­bileceğiniz bu egzersiz, doğumda kaslarınızı nasıl kasıp gevşetebile­ceğinizi size öğretir ve yırtık riskini azaltır. Ayrıca gebeliğiniz boyun­ca gevşeyen kaslardan rahatsız olma (idrar kaçırma gibi) durumunuz ortadan kalkar.

Kasık ve Pelvis Gelişmesi
Sırtınız dik duracak biçimde otu­run. Ayak tabanlarınızı kendinize doğru çekin. Dirseklerinizle uylukarınıza bastırın. 20 saniye bu şe­kilde durun. Başlangıçta iki bacağınızın altına yastık alarak yapmanız daha kolay olacaktır.

Bağdaş Kurarak Oturma
Topuklar kalçaların altında, dizler yerden yukarıda, sırtınızı iyice dik tutun. Yorulduğunuzda ayaklarınızı uzatın.

Çömelme
Yere doğru eğilerek çömelirseniz, belinizin ağrısına da iyi gelecek olan bu egzersiz, doğum sancılarına dayanmak açısından önemli bir egzersizdir. Sırtınızı ve kasıklarınızı güçlendirir.
♦ Desteksiz olarak çömelme hareketi yapın. Sırtınızı dik tutarak ayaklarınızı hafifçe dışa döndürün ve bacak­larınızı açın. Ellerinizi kenetleyip dirseklerinizle dizlerinizi yana doğru açarak uyluklarınızı yan­lara bastırın. Rahat kalabildiği­niz sürece bu durumda kalın. Bu egzersizi merdiven çıkarken yorulduğunuzda, yerden bir şey kaldırırken, telefonla konuşur­ken, oturacak bir şey bula­madığınız zaman uygulaya­bilirsiniz.
♦ Sırtınızı dik tutarak bacaklarınızı açın ve duvardan veya sanda yeden destek alarak çömelin. Rahat, durabildiğiniz sürece bu durumda kalın.

Rahatlama
Gebeliğiniz süresince sizi gevşetecek olan bu egzersiz, doğum sırasında da çok işinize yarayacaktır. Kaslarınızı nasıl gevşete­ceğinizi bilirseniz, doğum sırasında kasılmalara uyum sağlar ve enerjinizi boşa tüket­memiş olursunuz.
Başlangıçta gürültüden uzak ılık ve loş bir ortamda uygulayacağınız bu eg­zersizi, daha sonraları her konumda uygulayabilirsiniz. Rahatlama egzersizini yapmak çok kolay değildir. Kasları gevşetebilmek için önce gergin ve gevşemiş oldukları anı kavramak lazım. Yani önce kaslarınızı kasıp sonra gevşetmelisiniz.

Size rahat gelen bir pozisyonda yatın. Sırt üstü yatıp ayaklarınızı yastıkla destekleyebileceğiniz gibi, yan yatıp bacaklarınızın arasını da yastıkla destekleyebilirsiniz. Şimdi ayak parmaklarınızdan başlayarak vücudunuzun her bölümündeki kasları, önce kasıp sonra gevşetin. En son yüz kaslarınızı kasıp gevşettikten sonra vücudunuzu boş bir çuval gibi bırakın. Bu egzersizi 10 dakika gibi bir zamanda tamamlamanız gerekir. Bu esnada kafanızın içindeki kötü düşünceleri bırakıp, güzel hayaller kurmaya çalışın. Düzenli ve yavaşça soluk alıp, soluğunuzu bırakırken iç geçirme gibi bir ses çıkartabilirsiniz.

read more

Sağlıklı Gebelik 1 yorum

Her anne baba adayı sağlıklı bir bebeğe sahip olmak ister.
Sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için önce, sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmeniz gerekir. Bu nedenle gebe kaldığınızda, hiçbir şikayetiniz olmasa bile, belirli aralıklarla bir sağlık kuruluşunda gebelik takibine gitmelisiniz.
Gebelik takibi: 8. aya kadar ayda bir, 8. aydan sonra 15 günde bir, son 15 günde ise haftada bir gebelik muayenesi yaptırılmalıdır.

Gebelik kontrollerinde; kilo alımı, beslenme, tansiyon ölçüm değerleri, kan değerleri, sistematik hastalıklar, tetanos aşısı, diş bakımı, bebeğin gelişimi ve hareketleri takip edilmelidir.
Anne adayının sigara ve alkolden uzak durması, hastalıklı kişi­lerden, bilhassa döküntülü hastalık geçirmekte olan çocuklardan sakınması, rastgele ilaç kullanmaması, doğacak bebeğin sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Gebelik takibinde normal olmayan gelişmeler tespit edilerek, doğumun nerede, hangi özel şartlarda yapılması gerektiğine karar verilmelidir. Hamilelik döneminin bilinçli ve sağlıklı bir şekilde geçi­rilmesi, anne ve bebeğin geleceği açısından da önem taşımaktadır.

Rahat bir hamilelik ve doğum geçirmek amacıyla Hamile Eğitim Merkezlerinden de faydalanmayı düşünebilirsiniz. Hamile Eğitim Merkezlerinden faydalanılarak, bedensel ve ruhsal olarak anne adayı doğuma hazırlanırken baba da iyi bir yardımcı olarak yetişmiş olacaktır.

read more

28 Mart 2010 Pazar

Hamilelik Döneminde Dinlenme İstirahat Etme 0 yorum

28 Mart 2010 Pazar |
Gebeliğin ilk 3 ayında ve son 3 ayında kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. İlk 3 aydaki yorgunluğunuzun sebebi; bedeniniz, ? bebeğinizin yaşam destek sistemi olan plasentayı oluşturmak için fazladan enerji harcayacağı içindir. Ayrıca vücudunuz hem gebeliğe uyum sağlama çabasındadır hem de bulantılarınız varsa bu da ken­dinizi yorgun hissetmenize sebep olabilir. Bunun için sık sık dinlen­melisiniz. Akşam erken yatmak ve gün içerisinde şekerleme yapmak fırsatlarını kaçırmayın.

Eğer çalışıyorsanız, gün içerisinde işlerin hafif­lediği bir zaman, koltuğunuza yaslanarak dinlenin. Eve geldiğinizde ev işleriyle kendinizi yıpratmayıp erkenden yatın.Gebeliğinizin son 3 ayında ise fazla kilolarınız, büyüyen karnınız ve düzensiz uykunuz sizi oldukça fazla yorar. Vücudunuzun dinlen­meye ihtiyacı olduğu için çok fazla iş yapamaz, hemen yorulursunuz. Büyüyen karnınızla sizi gören yakınlarınız da size bu dinlenme hakkını tanıyacaklardır. Size yardım etmek isteyenleri geri çevirmeyin ev işlerini kafanıza takmayın. Bırakın eviniz şıkır şıkır olmasın da sizin ve bebeğinizin sağlığı yerinde olsun.

Bunun için fırsat buldukça, ayaklarınızı yüksek bir yere uzatarak dinlenin. Dinlenirken sakin sakin soluk alıp verin, güzel şeyler düşünün. Otururken bebeğiniz için bir şeyler örmeniz size keyif verebilir. Bebek bakımı ile ilgili kitap­lar okuyarak da dinlenme saatlerinizi değerlendirebilirsiniz. Yorgunluğunuz hareketsizliğe de bağlı olabilir. Bunun için uzun yürüyüşler yapmalısınız. Her gün hızlı adımlarla en az yarım saat yürümeniz hem sağlığınız hem de kolay bir doğum yapmanız için gereklidir.

Günlük beslenmenize dikkat edin. Demir, protein ya da kalori eksikliği, yorgunluğunuzu artırabilir. Diyetinizi kontrol edip günlük almanız gereken besinleri ihmal etmeyin. Unutmayın, karnınızda bir canlı büyüyor. Özellikle ilk bebeğinizse bunun keyfini çıkartın.
Konforlu bir yaşam sürmeye gayret edin (Bunun için eşinizin de size yardımcı olması gerekiyor). Doğumdan sonra bu fırsatı uzun süre yakalayamayabilirsiniz.

read more

Gebelikte Cinsel Yaşam 0 yorum

Gebeliğiniz yolunda gittiği sürece cinsel yaşamda kısıtlama yapacak herhangi bir sebep yoktur. Üstelik hormon düzeylerindeki artış nedeniyle daha kolay uyarılabileceğinden ve doğum kontrol kaygısı olmadığından çoğu kadın için daha zevk verici olabilir.
Gebelik süresince cinsel istek ve beklentiler kişiye göre değişiklik gösterir. Fakat birçok kadında hamileliğin ilk aylarında ve son aylarında cinsel isteksizlik görülebilir. İlk 3 ayda yorgunluk, bulantı, kusma ve göğüslerde dolgunluğa bağlı gerginlikler, belki hamileliğe uyum sağlayamama, cinsel istekte azalma oluşturabilir. Bu gibi belir­tileri çok az veya hiç yaşamayan kadında cinsel ilişki ilk aylarda da eskisi gibi devam eder.

Son aylarda ise karnın büyümesiyle hareket alanının daralması, ilerlemiş gebeliğin ağrı ve rahatsızlığı, doğumdan başka herhangi bir şeye odaklanamama gibi durumlar kadında isteksizliğe yol açabilir. Kulaktan dolma erken doğum tehlikesini düşünmek de eşlerde isteksizliğe yol açabilir. Yüksek riskli gebeler için bazen 9 ay boyunca sınırlandırma a koyulabilir. Bu, gebeliğin gelişimine göre değişen bir durumdur.Bu konuda doktorunuz size sınırlamalar getirecektir. Bunların haricinde hiçbir belirti yoksa son aya kadar cinsel ilişkiniz devam edebilir. Son ayda ise doktorunuz nasıl davranmanız gerektiği konusunda size yol gösterecektir. Gebeliğiniz süresince herhangi bir nedenden dolayı cinsel
ilişkiye giremiyorsanız, eşinize sevginizi değişik yollarla göstere­bilirsiniz

Hamileliğiniz boyunca herhangi bir anormal durum yoksa, cinsel hayatınız aynen devam edebilir. Fakat doktorunuz şu durumlarda cinsel ilişkiyi yasaklayabilir:
♦ Herhangi biranda, beklenmeyen bir konumda olması (özellikle ilk 3 ayda düşük tehlikesi varsa).
♦ Daha önceki gebeliğin ilk 3 ayında düşük ya da düşük tehlikesi yaşanmışsa.
♦ Erken doğum tehlikesi varsa (son 8-12. haftalarda).
♦ Su kesesi yırtılmışsa.
♦ Birden fazla gebelik durumunda son 3 ay ilişkiye girmeniz sakıncalı olur.

read more

Gebelikte Psikolojik Sorunlar 0 yorum

GEBELİKTE KARMAŞIK DUYGULAR
Hamilelik, bir kadın için yaşamın en değerli evrelerinden birisidir. Bu dönemde bütün kadınlar fiziksel olduğu gibi duygusal bir etki içine de girebilirler. Hormonal değişimlerden kaynaklanan bu duy­gusal yaklaşımlar, anne adayının sık sık gözyaşlarına boğulmasına sebep olur. Normal zamanda hiç üzerinde durmayacağı bir konuyu büyütebilir, üzülmeyi gerektirmeyen bir olayda gözyaşı dökebilir. Bazı kadınlar hamilelikte psikolojik değişiklikler yaşayabilirler. Bir anları Bir Anlarına uymaz. Bazı zamanlar kendilerini çok rahat hissetmelerine rağmen bir süre sonra ağlamaya başlayabilirler.

Gebelikte duygusal değişim, aslında kadının anne olacağım haberini almasıyla başlar. Bu bebeğe hazır mıyım veya onu seve­bilecek miyim endişesi içinde olabilir. Bu çok normaldir. Öte yandan gebelik boyunca fiziksel olarak hissedilen şikayetler de onu etkiler. Ayrıca giderek büyüyen karnıyla, şekil değiştiren vücudu konusunda endişeye kapılabilir. Bir daha eski haline hiç dönemeyeceğini ve etrafındakilerin (özellikle eşinin) onu hiç çekici bulmadığını düşünür. Bundan çocuğunu bile sorumlu tutabilir. Bütün bunlar çok doğaldır. Fakat doğumdan sonra her. şeyin düzeleceğini hatta eski durumunuza bile dönebileceğinizi düşünerek rahatlayabilirsiniz.
Bebeğinin sağlığı konusunda endişe duymak da çoğu anneyi etkiler. Hatta bu konuda babalarda endişe duyarlar. Bu konuyu doktorunuzla konuşup ultrason tetkiki yaptırdıktan sonra bir parça rahatlayabilirsiniz. Bu arada olumlu düşünmeye gayret edin
Anne Adaylarının Gebelik Süresinde Baba Adaylarının Durumları

Babalar karınlarında bir canlı büyütmeseler de ilk günden itibaren onların da duyguları değişebilir. Eşinin hamileliği ile birlikte baba adayını oldukça değişken ve karışık günler bekler. Eşleri ve bebekleri ile ilgili büyük bir endişe duyarlar. 9 aylık bekleme süresi içinde baba adayları son derece gergin ve sinirli olurlar. Bu sıkın­tılarının bir sebebi de ekonomiktir. Fakat tüm bu sıkıntılarını eşlerine açmazlar. Çok fazla konuşmazlar. Çünkü hamile eşlerinin yeterince sıkıntı içerisinde olduğunu düşünerek birde kendi sıkıntılarını eklemek istemezler. Böylelikle iletişim kopukluğu ortaya çıkar. Bu da hamilelik te, doğumda ve doğum sonrasında büyük sorunlara yol açar.

Bu konuda eşlerin yapabileceği pek çok şey vardır. Biraz gayretle 9 ayı eğlenceli bir hale getirebilirsiniz. Anne adayı olarak siz, hamileliğiniz boyunca kendinizi meşgul edecek bir şeyler bulmalısınız. Eğer işiniz varsa işinize devam etmeniz, evde oturmanızdan daha iyidir. Çünkü evde hiçbir aktiviteyle meşgul olmadan akşama kadar yalnız kalırsanız, sürekli kurgular içerisinde yaşarsınız. Bu da psikolojinizi daha fazla bozar. Hamile olduğunuzu anladığınız ilk günden itibaren bunu paylasın. Birlikte bir kutlama yaparak işe başlayabilirsiniz. Her şeyi konuşun, birbirinize endişelerinizden bahsedin. İsteklerinizi açık açık
söyleyin. Doktor muayenelerine elinizden geldiği müddetçe birlikte gitmeye gayret edin. O anı paylaşın.
Hamile kadının hormonal dengesinin değişmesinden dolayı hassas olmasını, erkek olgunlukla karşılamalıdır. Kızmak, sinirlenmek veya basite almak yerine onu anladığınızı gösterin. İlgi çekmek için bütün bunları yaptığını düşünerek eşinizi boş yere kırmayın. Ola ki ilgi çekmek için yapmış olsun. "Buna gereksinimi olmasa zaten yap­mazdı" diyerek ilginizi yoğunlaştırın. 9 ay o kadar da çabuk geçiyor ki, birbirinizi kırdığınıza değmez. Siz de ona gerginliklerinizden bahsedin, fakat emin olun o, sizin yaşadığınızdan çok daha fazla gerginlik yaşamaktadır.

Bu süre içerisinde sizin ilgi ve desteğinize hiç olmadığı kadar ihtiyacı olacaktır. Karınızı 9 ay şımartmak size bir şey kaybettirmez. Oysa gerginlik ve stresten kurtulmak, anlaşıldığını bi­lerek rahatlamak eşinizin ve bebeğinizin sağlığına çok şey kazandırır. Onu 9 ay boyunca yalnız bırakmayın. Her zaman yanında ola­mazsınız fakat bilirsiniz işte, yalnızlığı hissetmek başka bir şeydir. En çok da birlikteyken hissedilir bu yalnızlık. Birçok kadın gebelikleri süresince yaşadıkları endişelerden dolayı ve özellikle de kendilerini yalnız hissetmelerinden dolayı hamilelik depresyonu geçirebiliyor. Eşinizin yanında olur onunla ilgilenirseniz, karmaşık duygular depresyon boyutuna ulaşmayacaktır. Ve 9 ayın sonunda anne- baba olacaksınız. Bunu düşünmenin mutluluğunu yaşayın.

read more

sağlık Site istatistikleri
 
Sağlık, Kadın Hastalıkları