31 Mart 2010 Çarşamba

Menopoz Döneminde Ateş Basmaları 0 yorum

31 Mart 2010 Çarşamba |
ATEŞ BASMALARI
Menopozda kadını en çok rahatsız eden bulguların başında ateş basmaları gelir.
Aniden cildin kanlanması artar. Parlak pembe renk alır, ter­lemeye başlar. Gece terlemesi sıcak basmalarıyla birlikte olabi­leceği gibi ikisi de tek basma olabilir. Bazı kadınlarda sıcak bas­maları hiç olmaz, çok azında yıllarca sürer. Çoğu kadında bir yıl kadar ciddi sıcak basması sürer, daha sonra yavaş yavaş geçer.
Sıcak basmalarının ortaya çıkması için kandaki östrojen mikta­rının belirli bir düzeye düşmesi gerekir, çünkü bu durum ne menopoza girmemiş kadınlarda ne de âdetten tümüyle kesilmiş kadınlarda görülmektedir. Bu östrojen düzeyi her kadında deği­şiktir. Kandaki östrojenin düşüş hızına göre sıcak basmaları uzun sürer ya da kısa zamanda yok olur.

Gece terlemeleri: Bazı kadınlarda uykusuzluk yaratan, yatak örtülerini üzerlerinden attıran ve serinlemek için yataktan çık­malarını gerektiren gece terlemeleri olur. Hemen her zaman uy­ku düzeni ciddi olarak bozulur; uzun süren gece terlemeleri olan bir kadın uykusuzluktan yorgun düşebilir. En belirgin özellik kimi zaman gecede birkaç kez yatak çarşaflarını değiştirtecek aşırı miktarda terlemedir.

read more

Menopoz Belirtileri 0 yorum

MENOPOZ BELİRTİLERİ
Âdet kanamaları başladıktan sonra yükselen FSH (folikül. stimülan hormon) düzeyine yumurtalıklar her ay bir yumurta folikülü olgunlaştırarak yanıt verir. Luteinizan hormonun yükselmesi folikülü yırtarak olgunlaşan yumurtanın dışarı çıkması­nı sağlar. Folikül önce östrojen, ovulasyondan sonra östrojen ve progesteron yapar. Menopoza doğru yumurtalıklar FSH’ye kar­şı direnç kazanır ve yanıt olarak yumurtayı olgunlaştırmaz. 30-40 yıl âdet gördükten sonra, kadının yumurtalıklarında bulunan yumurtalardan çoğu tükenmiş olur.
Menopoz Belirtileri
Hipofiz bezi kimi zaman yüksek düzeyde FSH salgılayarak yumurtalığın biraz daha çalışmasını sağlar. Sonunda yumurta­lık tümden durur. Östrojen ve progesteron düzeyleri inip çıkar, arada bir âdet atlar, kanamalar azalır. Kimi zaman rahatsız edici belirtiler olur. Menopoz aşağıdaki biçimlerden herhangi birinde olabilir:
- Âdet kanamalarının aniden kesilmesi çok seyrektir. Kimi zaman bir âdet atlayana dek çok düzenli kanamalar olur; atla­yan âdetten sonra bir daha hiç olmaz.
- Daha sık görüldüğü gibi, birkaç ay âdet görürsünüz, birkaç tane atlar; daha sonra birkaç normal âdet daha olur. Kanamala­rın arası uzar, sonunda kesilir.- Âdet kanamalarınızın miktarı gittikçe azalır, süresi kısalır, sonunda durur. 50 yaşın altındaysanız ve 12 aydır âdet görmüyorsanız, 50 yaşın üzerindeyseniz ve altı aydır âdet görmüyorsanız âdetlerinizin tümden kesildiğinden hiç kuşkunuz olmasın. Klimakteryum sırasında sık sık ve kanama miktarı fazla âdet görmek nor­mal değildir. Dölyolundan pıhtı halinde kan gelmesi de normal değildir. Âdetler arasında ya da cinsel ilişkiden sonra kanama ya da ağrılı âdet görme kesinlikle tehlike işaretidir. Bunların hiçbiri normal menopoz belirtisi değildir. Herhangi biri başınıza geldiği zaman hemen doktorunuza danışın.

Östrojen, progesteron ve FSH’nin düzeylerindeki değişimler pek çok gerçek ve rahatsız edici belirtiye yol açar: Östrojen ve progestoron yapımı tümden durduktan sonra belirtiler gerçek bir hormon yetersizliğine bağlı olarak sürer. Her kadın meno­poz belirtilerinden yakınır; en sık üç belirtisi görülür: sıcak bas­maları, gece terlemeleri, dölyolunda salgı eksikliği. Tüm bu belirtiler kandaki östrojen miktarının düşmesine bağlanmıştır. Bu düşüş aynı zamanda osteoporoz olarak bilinen, kemiklerden kalsiyum ve protein kaybına neden olur. Dışarıdan ek olarak östrojen almayan kadınların yaklaşık yüzde 20’sinde menopozdan sonra bu durum gelişir.

Eklem ve kas ağrıları da menopozda görülen şikâyetlerin arasında sıkça gözümüze çarpar. Artan bu eklem ağrılarının ço­ğunun nedeni hormon düzeyinin azalmasına bağlı olarak orta­ya çıkar. Burada ayırıcı tanı çok önemlidir. Göz kuruluğu menopoz sonrası oldukça sık görülür.Yapay gözyaşı ilaçları ile bu sorun kolayca tedavi edilir.

read more

Menopoz Döneminde Uyku Sorunları 0 yorum

Menopozda Uyku Sorunu
Mus dediğimiz bölgeden kaynaklanan bazı nöral, yani sinirsel yollarla ilgili, bazı hormon salgılarına bağlıdır. Yaş ilerledikçe erkeklerde görülen uykusuzluk  sorunu, daha doğrusu uyuyamama sorunu kadınlardakine de benzerlik arz eder. Araştırma­cılar uykusuzluğun multi faktöriyel denen yani çok çeşitli et­kenlere bağlı olduğunu, bu arada kişilik yapısının, toplumsal kültürel etkenlerin kadının duygusal yaşamını ve genel iyilik durumunu etkilediğini ileri sürmektedirler. Bu etkileşimin Me­nopoz  döneminde daha da fazla olduğu belirtilmektedir.

Vücutta yapılan östrojenler, vücutta iletişimin sağlandığı sinirlerdeki nörotransmitterler denilen iletişim noktalarını etkile­mektedirler. Bunlar da beyinde uyku mekanizmasında önemli yer tutan serotonin denen maddenin salgılamasını etkiler. Me­nopozda östrojen seviyesinin azalmasına bağlı olarak yukarıda değindiğimiz nörotransmitterlerde iletişim negatif yönde geliş­mekte ve uykuya yardımcı olan serotonin dediğimiz maddede azalmalar olur. Bazı araştırmacılar menopozdaki uykusuzluğu bu şekilde açıklamaya çalışmaktadırlar:

Ancak bu klinik şikâyetlerin her kadında aynı şiddette olma­dığını görüyoruz. Bazı kadınlar menopoz şikâyetlerini oluştu­ran belirtileri çok hafif bir şekilde yaşamakta, hatta bazıları da bu yılları hiçbir şikâyet olmadan atlatmaktadırlar. Uykusuzluk dahil bütün bu şikâyetlerin her kadında menopozda görülmedi­ğini saptamaktayız. Bazı araştırmacılar bu görülen biyolojik şikâyetlerin kadının duygusal yapısı ve kişisel psikososyal et­kenler ve kadının dinginliğinin derecesine bağlı olduğunu ileri sürmektedirler.
Menopozda uykusuzluk şikâyeti olan pek çok kadın hormon tedavisi sonucu bu sorundan kurtulmaktadır.

read more

Sağlıklı Bir Kadın Olmanın Kuralları 0 yorum

SAĞLIKLI BİR KADIN OLMANIN YOLLARI
Türkiye’de her geçen gün iş yaşamına girip yöneticilik ya­pan, sorumluluk isteyen görevler üstlenen kadınlar arttıkça, sa­dece köyde, tarlada değil, fabrikalarda çalışan kadınların sayısı arttıkça, sağlık konusu kendileri ve işverenleri için daha da önemli olmaktadır. Günümüzde Türkiye’de de menopoz çağın­da çalışan kadınların sayısı artmıştır.
Sağlıklı olmak doktorların yardımıyla olduğu kadar sizin de elinizdedir. Bunun için, siz kendiniz dengeli beslenip, gerekli egzersizi yapıp günlük gerginlikler karşısında gevşeyebilir, uy­gun giyecekler giyip düzenli sağlık denetimleri yaptırabilirsi­niz.
Menopozda sağlığınıza daha da fazla özen göstermelisiniz. Son 10-15 yıl içinde dengeli beslenme kavramı köklü bir deği­şikliğe uğramıştır. Daha önceden, besinlerimiz gereken en az miktarda protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineralleri kapsadığı sürece, gerekli enerjiyi sağlamak için her şeyi yiyebi­leceğimiz düşüncesi yaygındı. Bu seçme özgürlüğü karşısında, çoğumuz çok fazla protein, çok fazla doymuş yağ ve çok fazla rafine karbonhidrat içeren bir diyet seçiyorduk. Özellikle yurt­dışından gelen sanki “yeni bir modaymış” gibi ülkemize büyük şehirlere gelen bazı dünyaya yayılmış büyük isimli ve “fast food” denen yiyecek satan yerlerin ne kadar sağlıksız olduğu ar­tık bilinmektedir. Bu tür yerlerde yemek yeme alışkanlığı, taze meyve, tahıl ve bağırsakları çalıştıran öbür besinleri çok az al­mamıza neden olmaktadır. Daha da kötüsü ızgara yapacağımı­za yiyecekleri kızartıyor, kızartmak için de hayvansal yağlan kullanıyorduk. Çoğumuz uzun vadede sağlığımıza zararlı ola­cak besinleri alıyorduk.

Sağlıklı geleneksel Türk mutfağı, zeytinyağlı Akdeniz ve Os­manlı saray mutfağı yerine son yıllarda hızlı yaşam, “hızlı gıda” denen hamburger türü sağlıksız yiyecekleri karşımıza çıkardı. Bir zamanlar bu duruma çok seyrek rastlanırken giderek yay­gınlaşmıştır. Ancak bütün diyetisyenlerin önerileri ile halkımız tekrar bu sağlıksız beslenme şeklinden uzaklaşarak zeytinyağlı yemekleri içeren geleneksel Türk mutfağına dönmektedirler. Gerçekten son yıllarda geleneksel sulu ev yemeği, geleneksel Türk mutfağı sunan lokantalar artmaktadır.
Şimdi size dengeli beslenme ile ilgili bazı bilgiler vermek is­tiyorum: Geçen yüzyılın en büyük katili denilen kalp hastalıkla­rının az rastlandığı toplumlarda yapılan bilimsel araştırmalar dengeli beslenme terimine açıklık getirmiştir. En belirgin deği­şiklikler protein, yağ, karbonhidrat ve posalı yiyecekler alımm-dadır. Menopozda doğru beslenme daha da önem kazanır.

Kanserli hastaların uyması gereken özel diyet var mı?
Hayır, yok. Kanserli olsun, olmasın, herkes iyi ve dengeli bir şekilde beslenmelidir. Çoğu birey için bu, yedikleri yağlı besinleri azaltmak ve daha fazla taze meyve, sebze yemek anlamına gelir. Bu genel sağlık için standart bir öneri olup, bir tamamlayıcı tedavi değildir! Böyle bir diyet sizin için olduğu kadar beraber yaşadığınız kişiler için de faydalı ola­bilir.

read more

Kalori ve Enerji 0 yorum

Kalori ve enerji: Su dışında hemen her besin maddesi enerji sağlar. Bir besin maddesinin enerji içeriği kalorilerle, daha doğ­rusu kilokalorilerle ölçülür. Yağ en zengin enerji kaynağıdır ve 30 gramda yaklaşık 250 kaloriyle kalori içeriği bakımından da başta gelir. Proteinler sırada ikincidir ve 30 gramda 100 kalori içerirler. Karbonhidratların 30 gramında ise 40 kalori vardır.

Vücudumuz enerjiye iki nedenle gerek duyar: birincisi bütün yaşamsal işlevleri yürütmek için. Yani, kalbin çalışmasını, akci­ğerlerin nefes almasını, sindirim sisteminin (bazal metabolizma) sağlamak için. ikincisi, aktif hareketler sırasında kasların harca­dığı enerjiyi karşılamak için. Her iki süreçte harcanan enerji miktarı bireyden bireye değişir; bu yüzden her birimizin enerji gereksinimimiz de değişiktir.
ÖRNEK Toplam kalori BOYA UYGUN KİLO
DENGELİ BESLENME değeri: 2200 Boy İnce Normal Yapılı
Sabah kahvaltısı: Öğle yemeği: 1.52 45.4 49.5 53.6
180 mi. Portakal suyu (96) 180 mi. Domates çorbası (120) 1.55 47.2 50.9 55.0
15 gr. Mısır gevreği (54) Peynir salatası: 1.57 48.6 52.2 56.8
120 mi. Süt (72) 60 gr. Yağlı kaşarpeyniri (190) 1.60 50.0 53.6 58.1
60 gr. Haşlanmış yumurta (80) 30 gr. Maral (30) 1.62 51.3 55.4 60.0
60 gr. Kızarmış kepekli 75 gr. Domates (10) 1.65 52.7 56.8 61.3
ekmek (136) 45 gr. Pancar (18) 1.68 54.5 58.6 63.1
15 gr. Tereyağı (105) 1 çorba kaşığı yağ, sirke (60) 1.70 55.9 60.0 64.5
Çay veya kahve (0) 60 gr. Ekmek (136) 1.73 57.2 61.8 66.3
60 mi. Süt (36) 15 gr. Tereyağı (105) 1.76 59.0 63.6 68.6
15 gr. Şeker 150 mi. Yoğurt (110) 1.78 60.4 65.4 70.9
Kahve (0) 1.81 62.2 67.2 73.1
60 mi. Süt (36) 1.83 64.0 69.0 75.4
7.5 gr. Şeker (28)
Toplam kalori: 635 Toplam kalori: 643

Öğle yemeği öncesi: İkindi Yemeği
Kahve (0) çay (0)
60 mi. Süt (36) 60 mi. Süt (36)
7.5 gr. Şeker (28) 15 gr. Şeker (56)
Toplam kalori: 64 Toplam kalori: 92

Akşam yemeği:
Yarım kavun (58)
90 gr. Yağsız ızgara et (240)
90 gr. Taze fasulye (6)
120 gr. Fırınlanmış patates (70)
120 gr. Limonlu dondurma (120)

read more

Menopoz Döneminde Beslenme 0 yorum

BİTKİLERDEN FAYDALANMA
Türk kültüründe “otacı” adı verilen bitkisel tedavi uzmanla­rı, Türklerin Şamanist olduğu 10. yüzyıl öncesine ve yüzyıllarca öncelere Orta Asya Türk topluluklarına ve boylarına kadar gi­der. Bitkilerden faydalanma deyince aklımıza genelde Osmanlı-Türk kültürünün önemli bir dalı geliyor.Bursa, Konya, Mardin, İzmir ve Diyarbakır gibi şe­hirlerimizde bitkilerden faydalanma geleneği yaygın olarak sürmekte. Ayrıca Şam, Niş, Musul, Selanik, Bağdat, Kosova gi­bi bugün için Türkiye sınırları dışında kalmış eski Osmanlı şe­hirlerinde de bitkilerden faydalanma geleneğinin sürdüğünü iz­liyoruz.
Esasen hangi gıdanın ve ne kadarının sağlıklı, hangisinin za­rarlı olduğu tartışması bitmek bilmiyor. Günümüzde diyetlerin ve gıda ürünlerinin çeşitliliği giderek çoğaldıkça “sağlıklı bes­lenmek” zorlaşıyor. Çünkü daha birkaç yıl önce savunulan bes­lenme rejimlerinin bazıları, bugünün uzmanları tarafından red­dediliyor.
Konumuz menopoz ve buna bağlı olarak kemiklerde osteoporoz gibi sorunların yaşanması olunca, hemen aklımıza kaba-yonca, arpa, karahindiba çiçeği, ısırganotu, maydanoz, kuşbur­nu ve avizeağacı gibi kemikleri güçlendirmeye yarayan bitkiler geliyor. Ardıç tohumu, aspir, eğir kökü, hardal tohumu, mısırpüskülü, sandalos ve terebentin de kemiklerdeki ağrıları ha­fifletici özelliğe sahip bitkiler.

Menopozda kalsiyum ve D vitamini açısından zengin gıda­lar tüketmek gerekiyor. Brokoli, kestane, istiridye, karahindiba yeşilliği, dilbalığı, lahana, somon balığı, deniz mahsulleri, su­sam tohumu, karides, soya fasulyesi ve tahin kalsiyum açısın­dan zengin gıdalardır. Değişik zamanlarda hububatlar ve kalsi­yumlu gıdalar tüketmek önemlidir. Hububatlar kalsiyumla bağlanan bir madde içermektedirler. Ancak kalsiyumu uyku­dan önce almak gerekiyor, çünkü kalsiyum en iyi uykuda emi­liyor.
Badem, kuşkonmaz, pancar, pazı ve ıspanak tüketiminizi sı­nırlandırın. Bu gıdalar kalsiyum emilmesini engelleyen “oksalik asit” bakımından zenginler.

Vejetaryen kadınlar et yiyenlere oranla daha az kemik erime­si sorunuyla karşılaşıyor. Kemik erimesinin kafein, yani kahve ile bağlantılı olduğunu unutmayın. Bir araştırmaya göre günde 300 mg (üç fincan) kafein verilen insanların idrarlarında içme­yenlere oranla daha fazla kalsiyum bulunuyor.
Karaciğer başta olmak üzere tüm organlara zarar veren alko­lün, olumsuz etkilerinden kurtulmak için toksinlerden armdırı-cı sebze ve meyve diyetlerine başvurun. Kırmızı yonca ve dulav-ratotu gibi kanı temizleyen bitkilerin çaylarını için.

Toksinlerden arınmak için haftada iki günü sadece sebze ve meyve yiyerek, bunların sularını içerek, zeytinyağı tüketerek, soyalı ürünlere ağırlık vererek geçirdiğiniz takdirde kanınız çok daha kolay temizlenecektir. Böyle bir diyeti bir kez, bir-iki haf­ta süreyle uyguladığınız takdirde metabolizmanız hızlanır. An­cak bu tarz bir diyeti uzun süre uygulamakta fayda var. Meyve ve sebzeler, yüksek oranda toksin atıcı etkiye sahiptirler. Sindi­rim sistemini desteklerler. Bol miktarda su tüketimi böbreklerin çalışmasını sağlarken, toksinlerin atımını da kolaylaştırır. Lif ve mineral zengini oldukları için toksinlerden arındırma progra­mınızın içine kuru baklagilleri de katmanız uygun olur. Papat­ya, nane gibi sakinleştirici bitkilerin çayları, sindirimi arındırıcı bir etkiye de sahiptir. Zencefil, kimyon, hindistancevizi ve kiş­niş de toksin atıcı maddeler arasında sıralanabilir.

Kolesterol vücutta, beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere, yaygın olarak bulunan, mum kıva­mında bir maddedir. Gıdalarla alınır veya vücut tarafından üre­tilir. Gıdalarla alman kolesterolün tamamı et, süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklıdır. Eğer kolesterolünüz yüksek ise, elma, muz, havuç, tatlı su balığı, kurutulmuş fasulye, sarımsak, üzüm ve zeytinyağı içeren bir diyet uygulayın. Lifli sebze, meyve ve hububatları daha sık tüketmeye çalışın, örneğin fasulye, kahve­rengi pirinç, yulaf. Bol taze meyve ve havuç gibi sebze suları için. Karaciğerden yağın atılmasını sağlar ve bu da kolesterolü düşürür. Sıvıyağları, özellikle de zeytinyağını tercih edin. Taze ceviz dışında kuruyemiş yemeyin.

Afrodizyak bitkiler hakkında Alfa Yayınları tarafından ya­yımlanan “Cinsellik El Kitabı” adlı kitabımda ayrıntılı bilgi bu­labilirsiniz. Kadınlarda cinsel isteksizlik için geleneksel bir bitki karışımı önerisi: 50 gram andızotu kökü, 50 gram kayısıkıran kökü, 50 gram aynısefa çiçeği sapı, 50 gram ökseotu sapını ka­rıştırın. İki çorba kaşığı karışımı, yarım litre suda 10 dakika kay­natın. Günde üç defa yemeklerden önce birer çay bardağı için.
Menopozda yüksek tansiyon için kırmızıbiber, papatya, re­zene, yabani akdiken taneleri, maydanoz ve biberiye kullanıla­bilir. Uyarı: Eğer papatyaya alerjiniz varsa kesinlikle kullanma­yın.

Şerbetçiotu ve kediotu kökü, sinirleri yatıştırıcı etkiye sahip­tir. Günde üç bardak suma çayı için. Meyankökünden uzak du­run, çünkü bu bitkinin tansiyonu yükseltme özelliği vardır. Anason, şahtere ve zeytin yaprağı tansiyon düşürücü özelliğe sahip bitkilerdir.

read more

sağlık Site istatistikleri
 
Sağlık, Kadın Hastalıkları